22. Hukuk Dairesi 2016/1864 E. , 2018/26545 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait iş yerinde 24.08.2009-27.06.2012 tarihleri arasında exc house keeper olarak çalıştığını, işveren tarafından iş akdinin haksız nedenle feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ücreti ve ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak ücret alacağı talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili kanuni süresi içerisinde temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının hesaplanması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Aynı ilkeler hafta tatili ve ulusal bayram genel tatili çalışmaları için de geçerlidir.
Mahkemece, davacının Nisan- Ekim ayları arası günde 3 saatten fazla fazla mesai yapılamayacağından 6 günde 3 saatten haftada 18 saat, kış aylarında 6 gün 08.00 – 18.00 saatleri arası 1 saat ara dinlenme ile 9 saat fazla mesai yaptığı, hafta tatili açısından puantaj olan dönemlerin dışlanarak hesaplama yapıldığı ve davacı talebi ile de bağlı kalınarak davacını 2009 - 2010 yıllarında tüm hafta tatillerinde çalıştığı, 2011 yılında 4, 5, 6, 7, 8 ve 9. aylarda hafta tatili kullanmadığı, 2011 yılının 2. ayında 2 gün hafta tatili kullandığı, 2012 yılında ise, 1. ayda 3 gün, 2. ayda 1 gün, 3 ve 4. aylarda 4 er gün, 5. ayda ise 2 gün hafta tatili kullandığı ve tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilmiştir. Davacı işyerinde 27.08.2009– 27.06.2012 tarihleri arasında çalışmış olup dinlenen davacı tanklarından ... davacı ile 2 ay kadar birlikte çalıştıklarını, Fatma ... davalı iş yerinde ağustos 2009-Ağustos 2010 tarihleri arasında 1 yıl çalıştığını beyan etmiş, davalı tanıklarından ... davalı şirkette 2006 yılında işe başladığını halende aynı şirkette çalıştığını davacının sabah 08:00"den akşam 18:00"e kadar çalıştığını, dini bayramlar ile milli ve resmi bayramlarda da kendi bölümlerinde çalışılmadığı için davacının bu günlerde çalışıp çalışmadığını görmediğini, davacının haftada yaz kış 6 gün çalışıp 1 gün istirahat ettiğini, ... ise davalı şirkette 2009 yılı Ağustos ayında işe başladığını ve 2013 yılı eylül ayında ayrıldığını, davacının sabah 09:00"dan akşam 18:00"e kadar haftada 6 gün çalışıp 1 gün izin kullandığını, dini bayramlar ile milli ve resmi bayramlarda da bölümlerinde çalışılmadığı için davacının bu günlerde çalışıp çalışmadığını görmediğini beyan etmiştir. Davacı tanıklarından ... davacının kardeşi olduğunu belirttiğinden beyanlarına itibar edilmemeli, diğer davacı tanıkları açısından ise sigortalı hizmet döküm cetveli getirilerek tam olarak hangi süre içerisinde davalı işyerinde çalıştığı belirlenerek davacı tanıklarının davacıyla birlikte ortak çalışma dönemi ile sınırlı olarak belirlenen tarih aralıkları için şimdiki gibi hesaplama yapılmalı, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil açısından puantaj olan dönemlerde bu kayıtlar dikkate alınmalıdır. Bunun dışında kalan dönemler bakımından ise dinlenen davalı tanık beyanlarına göre yaz ve kış ayrımı olmadan davacının haftada 6 gün 08.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile 9 saat fazla mesai yaptığı, hafta tatillerini kullandığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde de çalışmadığının kabulü gerekir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.