Esas No: 2021/23210
Karar No: 2022/15341
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/23210 Esas 2022/15341 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/23210 E. , 2022/15341 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge adliye mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan kurulan hükümler yönelik temyiz istemlerinin incelenmesi neticesinde;
Hükmolunan cezaların miktarları ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanık ... müdafi, sanık ... müdafi, sanık ... ve müdafiilerinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesi neticesinde;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanık ... müdafiinin temyiz istemine yönelik olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdiri ile Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararına göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Oluş ve dosya içeriğine göre, müştekinin tanımadığı kişiler tarafından eğlenmek teklifi ile bir gece kulübüne götürüldüğü, masasına 4 kadınla birlikte sürekli içki servisi yapılmasının ardından müştekinin şüphelenerek hesabı istediği, fahiş miktarda gelen hesaba itiraz etmesinin akabinde elindeki kredi kartının zorla elinden alındığı ve sanık ... tarafından şikayetçinin iş yeri yakındaki Albaraka Bankası ATM'si cihazına götürüldüğü burada sanık ...'ın zoru ile müştekinin hesabından 2.200 TL parayı çekmesi sağlandığı paranın bizzat ... tarafından alındığı olayda müştekinin soruşturma aşamasında verdiği ifadesiyle yetinildiği, sanık ve müdafiinin savunmalarında suça konu paranın müştekinin adisyonu nedeniyle istendiği savunması karşısında 5237 sayılı TCK’nın 150/1. maddesinin uygulanma ihtimali nedeniyle adli yardımlaşma vasıtası ile müştekinin beyanının alınarak suça konu paranın hukuki alacak niteliğinde olup olmadığı hususunun aydınlatılmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA,
III-Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanık ... müdafii ile sanık ... ve müdafiilerinin temyiz istemlerinin özetle sanıkların suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak delil olmadığına, masumiyet karinesi ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği beraat kararı verilmesi gerektiğine, müşteki dinlenmeden hüküm kurulduğuna ve suça konu paranın hukuki bir alacak olduğuna yönelik olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede; yönelik olduğu belirlenerek anılan sebebe yönelik yapılan incelemede;
Müştekinin soruşturma aşamasında alınan beyanında kendisine zorla ATM’den para çektiren ve iş yerinde tutan kişiler hakkında fotoğraf üzerinden veya canlı teşhis yaptırılmadığı, kovuşturma aşamasında müştekiye ulaşılamaması sebebiyle ile dinlenilmediği, müştekinin ilk ifadesinde iş yeri sahibi, Barış ve Murat isimli garsonlardan ve iş yeri müdüründen şikayetçi olduğunu belirttiği fakat sözü edilen kişilerin sanıklar olup olmadığı hususunda dosya kapsamında bir delil bulunmadığı, sanıkların aşamalardaki savunmalarında suçlamayı reddettikleri anlaşılmakla adli yardımlaşma vasıtası ile müştekinin beyanına başvurularak atılı suçu işleyen kişilerin sanıklar olup olmadığı hususunda teşhis yaptırılması ve 5237 sayılı TCK’nın 150/1. maddesinin uygulanma ihtimali nedeniyle suça konu paranın hukuki alacak niteliğinde olup olmadığının aydınlatılmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 304/2. maddesi uyarınca yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın ... 19. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, 07/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.