10. Ceza Dairesi 2014/3224 E. , 2014/4847 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi.
Suçlar : a) Suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma (Sanıklar ... ve ... hakkında)
b) Suç işlemek için kurulmuş olan örgüte üye olma (Tüm sanıklar hakkında)
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Sanıklar... ve ... müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin süresinden sonra olması ve aynı avukatın 16.04.2013 tarihli oturumda sanık ..."ın müdafiiliğinden çekilmesi karşısında sanık ... yönünden duruşma talep etme yetkisinin bulunmaması nedeniyle, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrası ile 1412 sayılı CMUK’nın 318 ve CMK"nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek, tüm sanıklar yönünden duruşmasız inceleme yapılmıştır.
Suç konusu 7580,1 gram eroinin miktarına bağlı olarak önemi ve değerine göre, TCK"nın 61. maddesindeki ölçütler ve 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gereğince, Armando dışındaki sanıklar hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan dolayı temel cezanın alt sınır daha fazla aşılarak belirlenmesi gerekirken, 6"şar yıl hapis ve 800"er gün adli para cezası olarak saptanması suretiyle eksik tayin edilmesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile eleştiri dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıkların müdafileri ile sanık ..."in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, Başkan Vekili ..."nın karşı oyu ve oyçokluğuyla, 23.06.2014 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
A) Sanıklar ... ve... hakkında"suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçundan verilen mahkûmiyet hükümleriyle ilgili:
5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; en az üç kişinin devamlı olarak suç işlemek amacı etrafında fiilen birleşmesi, bu kişiler arasında gevşek veya sıkı şekilde hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, yapılanmanın niteliği ile üye sayısı ve araçların amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması, işlenmesi öngörülen suçların konu ve mağdur yönünden somutlaştırılmasının mümkün bulunması, hiyerarşik ilişkiden dolayı oluşumun mensupları üzerinde hakimiyet kuran ve korku oluşturan bir güç kaynağı niteliğini taşıması gerekir.
Örgütün varlığı için suç işlemek amacı etrafında soyut değil fiilî birleşme gereklidir. Örgüt, niteliği itibarıyla devamlılık arz eder. Örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur yönünden somutlaştırılması mümkündür, ancak zorunlu değildir.
Suç işlemek için örgüt kurma, bir somut tehlike suçudur. Bu tür bir örgüt, toplum düzeni ile kamu güvenliği ve barışını tehlikeye sokar. Kamu güvenliği ve barışının bozulması ise, bireylerin güvenli ve barış içinde yaşama haklarını zedeler.
Kişilerin belli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi hâlinde, örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur. İştirak durumunda suç ortaklarının, işlemeyi amaçladıkları suçu konu ve mağdur bakımından somutlaştırmaları gereklidir.
Belirtilen unsurları taşımayan basit oluşumlar örgüt olarak kabul edilemez.
Somut olayda, sanıklar arasında hiyerarşik ilişki bulunduğunu, yapılanmanın mensupları arasında hâkimiyet ve korku oluşturacak boyutta bir güç kaynağı oluşturduğunu ve kanunun amaçladığı ölçüde toplum düzeni ile kamu güvenliği ve barışını tehlikeye soktuğunu kabule elverişli delil mevcut değildir. Sanıklar arasında sadece iştirak ilişkisi bulunmaktadır.
Açıklanan durumlara göre; unsurlarının oluşmadığı dikkate alınmadan, sanıklar hakkında "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçundan beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykırıdır. Bu suçtan dolayı verilen mahkûmiyet hükümlerinin "bozulması" gerektiği kanısını taşıdığımdan, çoğunluğun "onama" görüşüne katılmıyorum.
B) Sanıklar Erdoğan ve Necip hakkında "örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan verilen mahkûmiyet hükümleriyle ilgili:
1- Suç konusu 7580,1 gram eroinin miktarına bağlı olarak önemi ve değerine göre, TCK"nın 61. maddesindeki ölçütler ile 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gereğince, sanıklar hakkındaki temel cezanın alt sınır daha fazla aşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Yukarıda "A" bölümünde açıklanan nedenlerle; sanıkların "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçunu, "suç işlemek için kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediklerinin sabit olmadığı" gözetilmeden, cezalarının TCK"nın 188. maddesinin beşinci fıkrası gereğince artırılması Yasaya aykırıdır. Bu suçtan verilen mahkûmiyet hükümlerinin "bozulması" ve sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulması gerektiği kanısını taşıdığımdan, çoğunluğun "onama" görüşüne katılmıyorum.
C) Sanıklar ... ve ... hakkında "örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan verilen mahkûmiyet hükümleriyle ilgili:
1- Suç konusu 7580,1 gram eroinin miktarına bağlı olarak önemi ve değerine göre, TCK"nın 61. maddesindeki ölçütler ile 3. maddesindeki orantılılık ilkesi gereğince, sanıklar hakkındaki temel cezanın alt sınır daha fazla aşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Yukarıda "A" bölümünde açıklanan nedenlerle; sanıkların "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçunu, "suç işlemek için kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediklerinin sabit olmadığı" gözetilmeden, cezalarının TCK"nın 188. maddesinin beşinci fıkrası gereğince artırılması,
3- 5237 sayılı TCK"nın birinci kitabının ikinci kısmının dördüncü bölümünde "suça iştirak" düzenlenmiş; "fail, azmettirme ve yardım etme" olmak üzere üç iştirak biçimi kabul edilmiştir.
TCK"nın 37. maddesinin 1. fıkrasında "suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur" denilerek "fail" tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 39. maddesinde ise, suçun işlenmesine yardım edenin cezasından indirim yapılması öngörülmüş ve "suçun işlenmesine yardım etme" kapsamındaki hareketler "suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek, suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak, suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak" şeklinde sayılmıştır.
Somut olayda sanıklar... ve ..."nın, TCK"nın 188. maddesinin 3. fıkrasında seçimlik olarak sayılan hareketlerden herhangi birini gerçekleştirdiklerine; bu bağlamda suç konusu uyuşturucu maddenin temini, yüklenmesi, paketlenmesi, taşınması gibi bir fiile katıldıklarına ya da uyuşturucu maddeye ortak olduklarına ilişkin hiçbir delil bulunmamaktadır. Sabit olan fiilleri, suç konusu uyuşturucu maddenin naklinde kullanılan araca "gizli bölme" yapmalarından ibarettir.
Böylece, uyuşturucu madde nakletme suçunun işlenmesine "yardım eden" sanıkların cezasından TCK"nın 39. maddesi uyarınca indirim yapılmamış olması
Yasaya aykırıdır. Açıkladığım nedenlerle, sanıklar... ve... hakkındaki hükümlerin "bozulması" ve sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, çoğunluğun "onama" görüşüne katılmıyorum. 23.06.2014