11. Hukuk Dairesi 2015/11288 E. , 2016/6794 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07.07.2015 tarih ve 2014/998-2015/606 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ... ile müvekkil acente arasında 01.06.2009 tarihinde Acentelik Sözleşmesi imzalanmış olduğunu, davalı şirketin, müvekkil acentenin acentelik sözleşmesini performans yetersizliği nedeniyle haksız olarak fesih ettiğini, oysa müvekkilin prim üretiminin her sene ortalama %50 oranında artmış olduğunu, haksız fesih ile de yetinmeyen davalı ... şirketinin, haksız rekabete de girerek, haksız fiili ile müvekkile karşı bir karalama ve kötüleme kampanyası başlatmış olduğunu, acentelik sözleşmesini ortada olağanüstü feshi gerektirecek haklı bir sebep olmaksızın sona erdiren davalının, müvekkilin uğradığı tüm zararlarını ve ilaveten müvekkilin ortalama yıllık komisyonu tutarında az olmamak kaydıyla bir denkleştirme tazminatının toplamını maddi tazminat ve haksız fiil ve haksız rekabet kapsamındaki müşterilerde müvekkilin sanki prim tahsilatı yaptığı halde bu tahsilatı sigorta şirketine ödememiş olması düşüncesini uyandıracak şekilde "Kalan Borç" içeren yazılarının gönderilmesi ile müvekkilin ticari itibarı ile manevi kişiliğini müşterileri nezdinde ağır zarara uğratması ile dürüstlük kurallarına uymaması sebebiyle ortaya çıkan zararlarının toplamını da manevi tazminat kapsamında ödemek zorunda olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10,000 TL maddi tazminat ve 90.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 100.000 TL tazminatın 10.09.2013 tarihinden başlayarak hesaplanacak en yüksek ticari faiz (avans faizi) ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş olup, yargılama sırasında maddi tazminat talebini 14.000 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, müvekkil şirketçe acentelik sözleşmesi, kanundan doğan kanuni hak ve Acentelik Sözleşmesinden doğan sözleşmesel hak kapsamında 3 aylık ihbar mehiline uyularak Acentelik Sözleşmesinin 11. maddesine dayanılarak haklı nedenle fesih edilmiş olduğunu, davacı acente gibi 2009 yılında şirket ile çalışmaya başlayan ve aynı ilçede faaliyet gösteren acentelerin 2010, 2011 ve 2012 yılı prim üretimlerine bakıldığında davacı acentenin ortalamanın çok altında seyrettiği gerçeği sabit olduğunu, acente müşterilerine ticari itibarı zedeleyici yazılar gönderildiğine ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu, bir an için davacı şirketin portföy tazminat talep hakkı olduğu düşünülse dahi davacının müvekkil şirkete kazandırdığı müşterilerin biten sigorta sözleşmelerini yenilemeye devam ettirdiklerini ve söz konusu müşterileri davacının kendi çabası ile kazandırdığını ispat etmek zorunda olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, acentelik sözleşmesinin 11. maddesinde portföy geliştirme fesih sebeplerinden birisi olarak düzenlenmiş olmakla birlikte davacı acentenin yıllar itibariyle prim üretimi artmış olup, 2 yıl içerisinde 72.740,00 TL"den 154.942,00 TL"ye ulaştığı, ayrıca portföyün verimli olmamasının fesih için gerekçe gösterildiği durumlarda acentenin kendi kusuru ile sözleşmenin feshine neden olması kapsamında değerlendirme yapılarak, acentenin tazminat hakkının da sona erdiğinin kabulünün hakkaniyete uygun düşmediği, bu itibarla davalı ... şirketinin Acentelik Sözleşmesi feshinin haklı nedene dayanmadığı, 6102 sayılı TTK"nın 122. maddesindeki düzenleme dikkate alındığında, acentenin son 5 yılık portföyünde aldığı yıllık komisyon ortalamasının dikkate alınması suretiyle netleştirme tazminatının hesaplanması gerektiği, buna göre hesaplanan tazminatın 14.062,04 TL olduğu, hakkaniyet gereği bu miktarın tazmini gerektiği, sözleşmenin tek taraflı feshedilmiş olması her durumda karşı taraf için manevi tazminat takdirini gerektiren bir durum olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminata ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 717,25 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.