Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/8085 Esas 2014/9093 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8085
Karar No: 2014/9093
Karar Tarihi: 26.05.2014

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/8085 Esas 2014/9093 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Nesime ile Ertuğrul arasında evlilik dışı ilişkiden doğan çocuk Korkut için, Nesime tarafından davalı Ertuğrul'a karşı nafaka ve tazminat davası açılmıştır. Mahkeme kısmen kabul etmiştir. Ancak davacının tazminat talebi için asliye hukuk mahkemesine başvurması gerektiği, çünkü annenin kendi adına Türk Medeni Kanunu'nun 304. maddesi kapsamında mali haklar konusunda usulüne uygun açılmış bir tazminat davası bulunmadığı belirtilmiştir. Ayrıca geçmiş yıllarda çocuk için yapılan masraflar nedeniyle tazminat verilmesi istemi, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesinde belirtilen Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere kaynaklanan bir dava olmadığı, bu talebin asliye hukuk mahkemesinin görev alanı içerisinde kaldığı ifade edilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise Türk Medeni Kanunu'nun 304. ve Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesidir.
18. Hukuk Dairesi         2014/8085 E.  ,  2014/9093 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 11/04/2013
    NUMARASI : 2011/1461-2013/385

    Dava dilekçesinde, nafaka ve tazminat istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; Nesime ile davalı Ertuğrul"un evlilik dışı ilişkisinden Korkut isimli çocuk olduğunu, bu çocuğu davalının 16.11.2007 tarihinde tanıdığını ancak davalının çocukla ilgilenmediğini, çocuğa davacının baktığını, onun için masraflar yaptığını belirterek tazminat ve nafaka verilmesini istemiş, 24.04.2012 tarihli dilekçesi ile de tazminat talebini açıklayarak 10.000TL doğum öncesi ve sonrası geçim giderleri ile 40.000TL doğumdan dava tarihine kadar çocuk için iaşe, kreş, sosyal ve zorunlu giderler nedeniyle yapılan masraflar için tazminat verilmesini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak;
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 304. maddesinde; ana, babalık davasıyla birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından doğum giderlerini, doğumdan önceki veya sonraki altışar haftalık geçim giderlerini, gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderleri isteyebileceği düzenlenmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Mal ve şahıs varlığına ilişkin davalar Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görev alanı içerisinde kalmaktadır.
    Davada, 10.000TL doğum öncesi ve sonrası geçim giderleri ile 40.000 TL doğumdan dava tarihine kadar çocuk için iaşe, kreş, sosyal ve zorunlu giderler nedeniyle yapılan masraflar için tazminat verilmesi istenmiştir. Dava, çocuk adına anne tarafından vekili eliyle açılmıştır. Anne Nesime"nin kendi adına Türk Medeni Kanununun 304. maddesi kapsamında mali haklar konusunda usulüne uygun açılmış bir tazminat davası bulunmamaktadır.
    Öte yandan geçmiş yıllarda çocuk için yapılan masraflar nedeniyle tazminat verilmesi istemi, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde belirtilen 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m.118-395) kaynaklanan bir dava değildir. Bu talep genel görevli asliye hukuk mahkemesinin görev alanı içerisinde kalmaktadır. Bu durumda belirtilen talep yönünden tefrik edilerek ayrı bir esas numarası üzerinden davanın asliye hukuk mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğinden dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine yargılamaya devamla davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.