19. Hukuk Dairesi 2019/263 E. , 2020/1328 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine .... Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin asıl dava yönünden esastan reddine karşı dava yönünden kabulüne ve buna göre yeniden hüküm kurulmasına ilişkin hükmün davacı-karşı davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vekili Av. ...’un geldiği, karşı taraftan kimsenin gelmediği görülmüş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı şirketin davacı aleyhine bonoya dayalı takip yaptığını, takip dayanağı bonoların taraflar arasındaki taahhütnameye göre teminat amaçlı düzenlendiğini, taraflar arasında 15 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalı lehine taşınmaz üzerinde intifa hakkı ve ariyet verilen malların teminatı için davalı lehine ipotek tesis edildiğini, ayrıca 2010 tarihli taahhütname ile teminat amacıyla takip dayanağı bonoların verildiğini, Rekabet Kurumu kararıyla dikey anlaşmanın sona ermesine rağmen davalı şirketin intifa hakkını terkin ettirmediğini, ariyet malların davalıya iade edildiğini, teminat olarak verilen senetlerin bedelsiz kaldığını ileri sürerek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında bayilik sözleşmesinin imzalandığını, davalı lehine intifa hakkı tesis edildiğini, bu intifa hakkının Rekabet Kurumu kararları sebebiyle 5 yıl süre ile sınırlandırılmış olduğundan tarafların bu yasal düzenleme karşısında mutabakata vararak, 01.03.2010 tarihli “Taahhütname” başlıklı anlaşmayı imzaladıklarını, davacının takibe konu senetlerin teminat olarak verildiğine dair iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davalının 15 yıl süre ile taşınmaz üzerinde intifa hakkına sahip olacağı inancı ile davacıya ödenen kredi destek, prim hizmet ödemeleri ile taşınmaza yapılan yatırımlar sebebi ile davacı bayinin sebepsiz zenginleştiği konusunda tarafların mutabakata vardıklarını, bu mutabakat gereği tarafların, bayinin sebepsiz zenginleştiği ve Petline"a iade etmesi gerektiği bedelin 323.713,00 TL olduğu konusunda anlaşmış olup bayinin bu borcu kayıtsız ve şartsız olarak ödemeyi kabul, taahhüt ve ikrar ettiğini, takip konusu bonoların bu sebeple ve taahhütnamedeki tarih ve miktarlara göre düzenlendiğini savunarak asıl davanın reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini, karşı dava olarak davacı karşı davalının sebepsiz zenginleştiği bedel olan ve ödenmesi amacıyla verilen toplam 323.713,00 TL"nin senet tarihlerinden itibaren ayrı ayrı işleyecek faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı karşı davalı vekili, bonolar nedeniyle derdest takip bulunduğunu, karşı davanın açılmasında davalı karşı davacının hukuki yararının bulunmadığını savunmuştur.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ve davalı lehine tescil edilen intifa hakkının Rekabet Kurumu kararı nedeniyle 5 yıl sonunda sona erdiği, davalının davacıya yaptığı ödemelerin ve ödediği yatırım bedelinin sözleşmenin devam etmediği süreye isabet eden kısım yönünden davacının sebepsiz zenginleştiği, tarafların aralarında düzenlediği 01.03.2010 tarihli taahhütnamede bu hususun davacı tarafından kabul ve ikrar edildiği, 323.713,00 TL sebepsiz zenginleşme bedelinin sözleşmede belirlenen tarihlerde ödenmesinin kararlaştırıldığı, karşı davanın açılmasında davalı karşı davacının hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, toplam 323.713,00 TL’nin sözleşme ile belirlenen tarihlerden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, bayilik sözleşmesine konu taşınmaz üzerinde 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği, davalı karşı davacının, 2013 yılında intifanın terkini için vekalet verdiği ancak taşınmaz bilgilerindeki yanlışlık nedeniyle yeniden düzenlenen vekalet ile dava açıldıktan sonra intifanın terkin edildiği, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 5 yılın sonunda yenilenmediği, davalı karşı davacının intifanın kullanılamadığı 10 yıllık sürenin ve bayilik sözleşmesi gereğince verilen ariyet malların iade edilmeyen kısmının bedelini talep etmekte haklı olduğu, davacı karşı davalının imzasını ve hükümlerini inkar etmediği taahhütnameye göre davacının sebepsiz zenginleştiği miktarın 323.713,00 TL olduğu konusunda anlaştıkları ve bu miktarın taahhütnamedeki ödeme planına göre ödeneceğini kararlaştırdıkları, taahhütnamedeki ödeme planında beyan edilen vade tarihleri ve ödeme miktarları ile asıl davaya konu, takip dayanağı bonoların vade tarih ve miktarlarının aynı olduğu, bu yönlerden davacı karşı davalının istinaf isteminin reddi gerektiği; icra takibinin alacak davası yönünden HMK 114/1-ı bendi gereğince derdestlik teşkil etmeyeceği, henüz takibe konu borcun ödenmediği, alacaklının dava açarak ilama dayalı olarak da alacağını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, derdestlik itirazının yerinde olmadığı ancak aynı alacağın tahsili talep edildiğinden, tahsilde tekerrüre neden olmamasının hükme yazılması gerektiği kanaatiyle bu yönden istinaf talebinin kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle, asıl dava yönünden istinaf talebinin esastan reddine, karşı dava yönünden davacı karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın esası yönünden asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile taahhütnamede belirlenen miktar ve tarihlerde alacağın faiziyle birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline, bonoların konu edildiği alacak nedeniyle tahsilde tekerrür oluşturmamasına karar verilmiş, hüküm davacı karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun kararın ONANMASINA, dava dosyasının ... Asliye Ticaret Mahkemesi’ne iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, 06.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.