
Esas No: 2018/1089
Karar No: 2020/651
Karar Tarihi: 22.09.2020
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/1089 Esas 2020/651 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “kadastro tespitine itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Şanlıurfa Kadastro Mahkemesince verilen davanın davacılar ..., ... ve ... yönünden feragat nedeniyle reddine, davacı Hazine yönünden sübut bulmadığından reddine, müdahil davacı ... yönünden kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazların davalılar adlarına hisseleri oranında tesciline ilişkin karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacılar ... ve arkadaşları vekili Şanlıurfa Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu 08.03.1971 havale tarihli dava dilekçesinde; tarafların... oğlu...’ın mirasçıları olduklarını, davalılar tarafından ortak miras bırakandan intikal eden ve dava dilekçesinde yevmiye ve sıra numaraları belirtilen tapu kayıtları ile kayıtlı 34 parça taşınmazda vekil edenlerinin hisselerine müdahalede bulunulduğunu ileri sürerek davalıların vaki haksız müdahalelerinin menine karar verilmesini istemiştir. Yargılama aşamasında çekişme konusu taşınmazların yer aldığı bölgede kadastro çalışmalarına başlanılması üzerine dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir.
5. Davacılar vekili 11.03.1976 tarihli duruşmaki beyanında, görevsizlik kararına konu taşınmazların tapulama çalışmalarında 2, 3, 4, 5, 6, 7, 13, 14, 15, 16, 17, 21, 22, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 33, 34, 35, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 54, 58, 60, 61, 62, 63, 66 ve 67 parseller olarak tespit edildiğini, taraflar arasında taksim yapılmadığını belirterek çekişmeli parsellerin müşterek murisin mirasçıları adına hisseleri oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.
6. Davacı ... 06.12.1976 tarihli duruşmadaki beyanı, davacı ... mirasçısı ... 26.12.1989 tarihli duruşmadaki beyanı (kendi adına asaleten vekilleri olduğu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...adına vekaleten), davacı ... de 17.05.2006 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini bildirmişlerdir.
7. Davacı Hazine vekili 10.07.1986 havale tarihli dava dilekçesi ile; Akziyaret köyünde yapılan tapulama çalışmaları sırasında çekişmeli parsellere tatbik edilen tapunun gayrisabit hudutlu olması nedeniyle tapu miktarının malikleri adına miktar fazlasının da Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
8. Müdahil ... 12.09.2007 havale tarihli dilekçesi ile; taşınmaz maliklerinden Mehmet Salih"in mirasçılarından olduğunu, davaya dahil edilerek davanın lehine sonuçlandırılmasını istemiştir
Davalı Cevabı:
9. Davalılar... ve arkadaşları vekili Şanlıurfa Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu 25.03.1971 havale tarihli cevap dilekçesinde; çekişme konusu taşınmazların ortak muris... oğlu...’dan intikal ettiğini, müşterek maliklerin birbirleri aleyhine müdahalenin meni davası açamayacaklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
10. Davalılar ..., ..., ..., ...,...11.03.1976 tarihli duruşmadaki beyanlarında; çekişmeli taşınmazların ortak muris... oğlu...’dan intikal ettiğini, 30 sene öncesinde haricen ve rızaen yapılan anlaşma ile taşınmazların paylaşıldığını, paylaşmadan sonra herkesin kendisine düşen taşınmazı tasarruf ettiğini ve halen de paylaşma uyarınca tasarruf edilmeye devam edildiğini ileri sürerek paylaşma uyarınca kendilerine düşen parsellerin ayrı ayrı adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemenin 1. Kararı:
11. Şanlıurfa Kadastro Mahkemesinin 31.12.2008 tarihli ve 1975/25 E., 2008/6 K. sayılı kararı ile; davacılar ..., ... ve ...’ın davalarının feragat nedeniyle reddine, müdahil davalı ...’nin murisi olan ... ....’nin vekili tarafından 26.12.1989 tarihli duruşmada rızai taksim kabul edilerek davadan feragat edildiği anlaşılmakla dahili davalının selefinden fazlaca bir hak iddia edemeyeceğinden talebinin kısmen kabulüne, dava konusu toplam 37 adet parsellere dayanak yapılan Haziran 1942 tarihli ve 163, 167 ve 176 numaralı, Ekim 1949 tarihli ve 64 ve 65 numaralı, Mayıs 1927 tarihli ve 65, 69, 88 numaralı, T. Sani 1315 tarihli ve 10, 11, 33 numaralı, Şubat 1329 tarihli ve 133 numaralı, T. Evvel 1327 tarihli ve 264 numaralı tapu kayıtları, ilk tesis ve tüm tedavüllerinin çevre parsellere dayanak yapılan tapu kayıtlarıyla birlikte tamamıyla uyduğu, zilyetliğin uzun yıllar boyunca ve halen davalılarda bulunduğu, davalıların kendi aralarında kadastro tespitinden önce harici ve rızai taksim yaptıkları, rızai taksimin yapıldığı tarih ile kadastro tespitinin yapıldığı tarih arasında 20 yıldan fazla süre geçtiği, her ne kadar parsellerin bir kısmında kıraç okumakta ise de traktörün Urfa’ya geldiği tarih olan 1950 yılından tespitin yapıldığı 1974 yılına kadar 20 yıllık zilyetlik şartının oluştuğu, davalılara zilyetlikten yer verilmediği, kıraçtan tarıma elverişli hale getirilen yerin 100 dönümü geçmediği, bu nedenle Hazineye verilecek miktar fazlasının bulunmadığı gerekçeleriyle Hazine’nin miktar fazlası talebinin reddine, dava konusu 2, 5, 13 , 14 ve 33 numaralı parsellerin tamamı 1 pay kabul edilerek... adına, 3, 4 ve 48 parsellerin tamamı 1 pay kabul edilerek ..... adına, 6 numaralı parselin tamamı 44 pay kabul edilerek hisseleri oranında ...ve paydaşları adına, 7, 15, 25, 26, 28, 29, 30, 52 ve 58 numaralı parsellerin tamamı 64 pay kabul edilerek hisseleri oranında ... ve paydaşları adına, 17, 51 ve 66 numaralı parsellerin tamamı 1 pay kabul edilerek ... adına, 16, 34, 46 ve 47 numaralı parsellerin tamamı 160 pay kabul edilerek hisseleri oranında ... ve paydaşları adına, 21, 27, 61 ve 63 numaralı parsellerin tamamı 2800 pay kabul edilerek hisseleri oranında ... ve paydaşları adına, 22, 60 ve 62 numaralı parsellerin tamamı 36.960 pay kabul edilerek hisseleri oranında ... ve paydaşları adına, 35, 49, 50, 54 ve 67 numaralı parsellerin tamamı 8640 pay kabul edilerek hisseleri ... ve paydaşları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Özel Daire 1. Bozma Kararı:
12. Şanlıurfa Kadastro Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
13. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 19.01.2011 tarihli ve 2010/7744 E., 2011/149 K. sayılı kararı ile;
“Yargılama sırasında davalılardan... oğlu Halil mirasçısı ..."ın 01.08.2001 tarihinde vefat ettiği dosya içeriği ile belirlenmiştir. Ne varki adı geçenin mirasçıları davaya çağırılarak yöntemine uygun şekilde taraf koşulu oluşturulmamıştır. Taraf koşulunun oluşturulmamış olması başlı başına bozma nedenidir.
O halde yargılama sırasında vefat ettiği belirlenen ..."ın yasal mirasçılarının belirlenmesine esas olacak şekilde onaylı nüfus aile tablosunun Nüfus Müdürlüğünden getirtilerek mirasçılarının kimlikleri bu yolla, tebliğe elverişli adresleri ise zabıta aracılığı ile belirlenmeli, adı geçen mirasçılara dava dilekçesi ve duruşma günü 7201 sayılı Tebligat Kanununu ve Nizamnamesi uyarınca yöntemine uygun şekilde tebliğ edilmeli, husumet yaygınlaştırılarak bu yolla taraf koşulu oluşturulmalı, adı geçenlerden davaya karşı diyecekleri, delilleri sorulup saptanmalı, gösterecekleri deliller toplanmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Mahkemenin 2. Kararı:
14. Şanlıurfa Kadastro Mahkemesinin 15.02.2012 tarihli ve 2011/4 E., 2012/4 K. sayılı kararı ile, Özel Daire bozma kararına uyulduktan sonra, davalı ......’ın mirasçılarının davaya katılımı sağlanarak taraf teşkilinin sağlandığı, bilirkişi tarafından mahreç raporu tanzim edildiği, davalılara zilyetlikten yer verilmediği, kıraçtan tarıma elverişli hale getirilen yerin 100 dönümü geçmediği, 20 yıllık nizasız ve fasılasız zilyetlik şartlarının oluştuğu bu nedenle Hazineye verilecek miktar fazlasının bulunmadığı gerekçeleriyle Hazinenin miktar fazlası talebinin reddine, davacılar ..., ... ve ...’ın davalarının feragat nedeniyle reddine, müdahil davalı ...’nin talebinin kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazların davalılar adına hisseleri oranında tesciline karar verilmiştir.
Özel Daire 2. Bozma Kararı:
15. Şanlıurfa Kadastro Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
16. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesince 21.05.2013 tarihli ve 2012/3064 E., 2013/9334 K. sayılı kararı ile;
““…mahkemece yapılan araştırma hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki; tarafların dayanağı ile taşınmazların tespitlerine esas alınan tapu kayıtlarının uygulamasına ilişkin yerel bilirkişi sözleri soyut ve gerekçesiz uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve eki harita keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan vermediğinden yetersiz olduğu gibi dava konusu taşınmazların malik hanesinin öncesinin davalı olması nedeni ile boş bırakıldığı, bu halde 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 30/2.maddesi gereği mahkemece resen malik belirlenmesinin zorunlu olduğu, hal böyle iken ve bir kısım dava konusu taşınmazların sınırında eylemli olarak mera niteliği ile sınırlandırılan 69 ve 70 parsel sayılı taşınmazlar bulunmasına rağmen mahkemece usulüne uygun bir mera araştırması dahi yapılmamıştır. Öte yandan mahkemece zilyetlik yönünden yapılan araştırma dahi yetersiz olduğu gibi dava konusu taşınmazların bir kısmı üzerinde kamulaştırma kararı bulunup somut olayda aktarılan davanın olduğu hususu gözardı edilerek kamulaştırma kapsamında kalan taşınmaz kesimlerinin ve irtifak hakkı tesisleri hakkında hüküm kurulmaması dahi isabetsizdir...
…O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle tarafların tutunduğu taşınmazların tespitlerine esas alınan tapu kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte varsa haritaları da Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, dayanılan kayıtların dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmaz ile revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlara komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita ile komşu taşınmazların tespit tutanakları varsa dayanakları kayıtlar Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, daha sonra dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı İl Özel İdare Müdürlüğünden, 4342 sayılı Yasa uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı İl Tarım Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, yapılmış ve bu yönetimsel işlemler kesinleşmiş ise mera tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmeli, daha sonra yöreyi iyi bilen yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ile taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden tanık bilgisine başvurulmalı, uzman bilirkişiden keşfi denetlemeye imkan verecek şekilde rapor alınmalı, dava konusu taşınmazların tamamı ya da bir bölümünün tarafların tutunduğu tapu kayıtları kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız belirlenmeli, taşınmazların ya da taşınmazların bir bölümünün dayanak tespite esas tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde öncesinde usulüne uygun olarak mera araştırması yapılmalı, bu cümleden olarak bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi fen memuru eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal yada yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda tespit tutanağı bilirkişilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, dava konusu taşınmazların ya da taşınmazların bir bölümünün tarafların tutunduğu tapu kayıtları kapsamında kalmadığı gibi tahsisli veya kadim mera da olmadığı saptandığı takdirde tapu kayıtları kapsamında kalmayan taşınmaz ya da taşınmaz bölümleri yönünden usulüne uygun ve yeterli zilyetlik araştırması yapılmalı, bu cümleden olarak dava konusu taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, tutanak bilirkişileri dinlenerek tespitte saptanan hukuksal olgu ile yapılması muhtemel keşifte dinlenecek olan yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında aykırılık varsa duraksamasız giderilmeli, daha sonra uzman ziraatçi bilirkişi ve mahkeme heyeti hazır olduğu halde, taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp, gözlenmeli, gözlem keşif tutanağına aynen yansıtılmalı, özellikle taşınmazın meyil durumu, fiziksel yapısı, dıştan komşu taşınmazlarla toprak mukayesesi yapılmalı, komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, komşu taşınmazların tesbitlerine bir kayıt ve belge esas alınmış ise nizalı parsel yönünü sözü edilen kayıt ve belgelerin ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği üzerinde durulmalı, uzman bilirkişi fen elemanından keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişiden ise mahkeme gözlemini yansıtmaya elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, somut olayda aktarılan davanın tarihine göre her bir taşınmazda zilyedinin 100 dönüm taşınmaz kesimini zilyetlikten kazanabileceği düşünülmeli, tespit gününde zilyetleri yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmünde öngörülen taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır” gerekçeleriyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
17. Şanlıurfa Kadastro Mahkemesinin 29.04.2016 tarihli ve 2013/56 E., 2016/5 K. kararı ile; dava konusu parsellerden 46 nolu parsele uygulanan Haziran 1942 tarih 163 nolu tapu kaydının hudutlarının kıraç okuduğu ve 4 tarafının da genişletilmeye müsait olduğu, miktarının 20.000 m2 olduğu, bu parselin davalı 16, 34 ve 47 nolu parsellerle birlikte kadastro tespitinden çok öncesine dayanan harici ve rızai taksim sonucunda Kılıç soy isimli şahısların ve bunların murisi evvellerinin zilyetliklerinde bulunduğunun sabit olduğu, 46 nolu dava konusu parselin miktarı göz önüne alındığında davalılar yararına zilyetlikle taşınmaz koşullarının 46 nolu parselde de gerçekleşmiş olduğu, dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak aynı çalışma bölgesi içerisinde tespit malikleri ile mirasçıları adına zilyetlikten yer verilip verilmediği ve tespit tarihi itibariyle dava konusu parsellerde devlet eliyle sulama yapılıp yapılmadığının araştırıldığı, yapılan araştırmada tespit tarihi itibariyle dava konusu parsellerde devlet eliyle sulama yapılmadığı ve tespit malikleri adına zilyetlikten yer verilmediğinin belirlendiği, yargılama aşamasında yapılan keşiflerde mahkeme gözlemleri ve bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmazların mera vasfında olmadıkları ve bu konuda yeterli araştırma yapıldığı gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
18. Direnme kararı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
19. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacıların tutunduğu tapu kayıtlarının usulüne uygun olarak çekişmeli taşınmazlara uygulanıp uygulanmadığı, tapu kayıtları kapsamında kalmayan taşınmaz ya da taşınmaz bölümleri yönünden usulüne uygun olarak mera araştırmasının yapılmasının gerekip gerekmediği, mahkemece yapılan zilyetlik araştırmasının usulüne uygun ve yeterli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
20. Bilindiği üzere, kadastro (tapulama) faaliyetinin biri geometrik, diğeri de hukuksal olmak üzere iki yönü vardır. Diğer bir anlatımla kadastro (tapulama) kanunlarının amacı, memleketin kadastral topoğrafik haritasına dayalı olarak taşınmaz malların sınırlarını arazi ve harita üzerinde belirterek hukuki durumlarını tespit etmek ve bu suretle Medeni Kanun’un öngördüğü tapu sicilini kurmaktır. Bu amaç doğrultusunda kadastro (tapulama) tapusuz taşınmazları tapulamak, tapulu olanların kayıtlarını yenilemek, taşınmazlar hakkında kadastro planları hazırlamak, taşınmazların gerçek hak sahiplerini belirlemek için yapılmaktadır.
21. 766 sayılı Tapulama Kanunu’nun (TK) 32 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (KK) 13. maddeleri "Mülkiyetin Tespitine İlişkin Esaslar" başlıkları altında düzenlenmiş, tapuda kayıtlı taşınmaz malların tespitine ilişkin esaslar açıklanmıştır. Buna göre, kayıt maliki ve ya mirasçılarının taşınmaza zilyet olmaları halinde tespit onlar adına yapılacaktır (766 sayılı TK m. 32/a, 3402 sayılı KK m. 13/A). Hemen belirtelim ki, kayıt maliki veya mirasçıları adına tespitin yapılabilmesi için tapu kaydının hukuki değerini koruması ve taşınmazın kayıt kapsamında kalması gereklidir.
22. Somut olayın incelenmesine gelince, davacılar ... ve arkadaşları asliye hukuk mahkemesinde açılan davada, ortak miras bırakandan intikal eden ve tapuda 757 yevmiye, sayfa: 45, no: 58-62, aynı yevmiye sayfa: 46 no: 63-67, aynı yevmiye sayfa: 47, no: 68-72, aynı yevmiye sayfa: 48 no: 73-77, aynı yevmiye sayfa: 49 no: 78-82, aynı yevmiye sayfa: 50 no: 83-87, aynı yevmiye sayfa: 51 no: 88-91’de kayıtlı 34 adet taşınmazda davalıların miras hisselerine vaki müdahalelerinin menine karar verilmesini istemiş, çekişme konusu taşınmazların yer aldığı bölgede kadastro çalışmalarına başlanılması üzerine görevsizlik kararı ile dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir. Hazine taşınmazlara uygulanan tapu kayıtlarının sabit sınırlı olmadığını ileri sürerek miktar fazlasına yönelik olarak, ... ise miras yoluyla gelen hakka dayanarak davaya katılmışlardır.
23. Çekişme konusu taşınmazlar 1974 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında 2, 3, 4, 5, 6, 7, 13, 14, 15, 16, 17, 21, 22, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 33, 34, 35, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 54, 58, 60, 61, 62, 63, 66 ve 67 parsel numaraları ile, Teşrinisani 315 tarih 11-65, Teşrinievel 326 tarih 109-142, Teşrinievel 327 tarih 259-276, Haziran 1942 tarih 163-194, Mayıs 1927 tarih 69-91, Ekim 1949 tarih 58-90 numaralı tapu kayıtlarına dayalı olarak sırasıyla 158000,00 m2, 32500,00 m2, 43125,00 m2, 57875,00 m2, 141250,00 m2, 34000,00 m2, 33000,00 m2, 33000,00 m2, 8750,00 m2, 115250,00 m2, 33500,00 m2, 91250,00 m2, 18000,00 m2,27375,00 m2, 80300,00 m2, 10850,00 m2, 20500,00 m2, 11750,00 m2,51250,00 m2, 18400,00 m2, 8600,00 m2, 6200,00 m2, 20000,00 m2, 227750,00 m2, 25500,00 m2, 14750,00 m2, 163500,00 m2, 359500,00 m2, 215500,00 m2, 67000,00 m2, 46000,00 m2, 3900,00 m2, 2900,00 m2, 41750,00 m2, 39000,00 m2, 80500,00 m2, 52500,00 m2 yüzölçümünde, davalı oldukları belirtilerek 766 sayılı Kanun’un 13. maddesi uyarınca malikhanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmişlerdir.
24. Dosya kapsamından; 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören Haziran 1942 tarih 167, Ekim 1949 tarih 64, Şubat 1329 tarih 133, Mayıs 1927 tarih 69 ve T. Evvel 1327 tarih 264 numaralı tapu kayıtlarının sınırlarının iki tarafı menüfer tarlaları, şimalen kayaoğlu, cenuben değirmen yolu ile mahdut ve 8 dönüm yüzölçümünde, 6 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 168, Ekim 1942 tarihli ve 90, T. Sani 1315 tarihli ve 36 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının dere ve tarik ile mahdut ve 3.2000m2 yüzölçümünde, 7 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 188, Ekim 1949 tarihli ve 71, Mayıs 1927 tarihli ve 72, T. Sani 1315 tarihli ve 17 ve T. Evvel 1327 tarihli ve 269 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının dağ tarlası, sahibi senet ve Hame tarlası ile mahdut ve 2 dönüm yüzölçümünde, 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören Mayıs 1927 tarihli ve 89, T. Evvel 1327 tarihli ve 277, Haziran 1942 tarihli ve 170, Ekim 1949 tarihli ve 88, T evvel 1326 tarihli ve 199 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının Şeyhe tarlaları, değirmen yolu, tarip ve ziyaret ile mahdut ve 26 dönüm yüzölçümünde, 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 172, Ekim 1949 tarihli ve 85, T. Sani 1315 sayılı ve 31, Mayıs 1927 tarihli ve 86, T. Evvel 1327 tarihli ve 274 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının dere ve tarik ile mahdut ve 24 dönüm yüzölçümünde, 17 parsel sayılı sayılı taşınmaza revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 173, Ekim 1949 tarihli ve 84 , T. Sani 1315 tarihli ve 30, Mayıs 1927 tarihli ve 85, T. evvel 1327 tarihli ve 273 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının değirmen yolu, cadde ve değirmen ile mahdut ve 22 dönüm yüzölçümünde, 21 ve 22 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 181, Ekim 1949 tarihli ve 78, T. Sani 1315 tarihli ve 24, Mayıs 1927 tarihli ve 79, T. Evvel 1327 tarihli ve 259 numaralı tapu kayıtlarının muho tarlası, dere ve tarik ile mahdut ve 60 dönüm yüzölçümünde, 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 176, Ekim 1949 tarihli ve 87, T. Sani 1315 tarihli ve 33, Mayıs 1927 tarihli ve 88, T. Evvel 1327 tarihli ve 276 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının sahibi senet, dere, tarik ve kıraç ile mahdut ve 32 dönüm yüzölçümünde, 27 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 182, Ekim 1949 tarihli ve 77, T. Sani 1315 tarihli ve 23, Mayıs 1927 tarihli ve 78, T. Evvel 1327 tarihli ve 266 numaralı tapu kayıtlarının kuyu ve üç tarafı dere ile mahdut ve 8 dönüm yüzölçümünde, 28, 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 174, Ekim 1949 tarihli ve 83, T. Sani 1315 tarihli ve 29, Mayıs 1927 tarihli ve 84, T. Evvel 1327 tarihli ve 272 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının sahibi senet, tarik ve sancak yolu ile mahdut ve 14 dönüm yüzölçümünde, 33 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 177, Ekim 1949 tarihli ve 86, T. Sani 1315 tarihli ve 32, Mayıs 1927 tarihli ve 87, T. Evvel 1327 tarihli ve 275 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının eşme deresi, ziyaret yolu, dere ve dağ ile mahdut ve 16 dönüm yüzölçümünde, 34 ve 35 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 166, Ekim 1949 tarihli ve 68, T. Sani 1315 tarihli ve 13, Mayıs 1927 tarihli ve 68, numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının dört tarafı dere ve kıraçlar ile mahdut ve 16 dönüm yüzölçümünde, 46 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 163, Ekim 1949 tarihli ve 65, T. Sani 1315 tarihli ve 10, Mayıs 1927 tarihli ve 65 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının dört tarafı kıraçlar ile mahdut ve 5 dönüm yüzölçümünde, 47 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 178, Ekim 1949 tarihli ve 81, T. Sani 1315 tarihli ve 27, Mayıs 1927 tarihli ve 82, T. Evvel 1327 tarihli ve 270 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının Ali Heme, tarik, çay ve sancak takımı ile mahdut ve 104 dönüm yüzölçümünde, 48 ve 49 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 187, Ekim 1949 tarihli ve 72, T. Sani 1315 tarihli ve 18, Mayıs 1927 tarihli ve 79, T. Evvel 1327 tarihli ve 261 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının eşme yeri, nebo tarlası, sancak yolu, dere ve nebo ile mahdut ve 64 dönüm yüzölçümünde, 50 ve 51 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 185, 186, Ekim 1949 tarihli ve 73, 74, T. Sani 1315 tarihli ve 19, 20 , Mayıs 1927 tarihli ve 75, 76, T. Evvel 1327 tarihli ve 262, 263 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının bor tarla, hacı gafur oğlu tarlası, dere, tarik ve sancak tarlası ile hendek yeri, tarikiam, nobei çiftlik takımı ve tarik ile mahdut, 64 dönüm ve 40 dönüm yüzölçümünde, 52, 54, 58 parsel sayılı taşınmazlara revizyon göre Haziran 1942 tarihli ve 167, Ekim 1949 tarihli ve 79, T. Sani 1315 tarihli ve 25, Mayıs 1927 tarihli ve 80, T. Evvel 1327 tarihli ve 268 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının iki tarafı menufer tarlaları, kayoğlu, değirmen yolu, hasan tarlaları, dere ve cadde ile mahdut ve 26 dönüm yüzölçümünde, 60, 61, 62 ve 63 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 179, Ekim 1949 tarihli ve 80, T. Sani 1315 tarihli ve 26, Mayıs 1927 tarihli ve 81, T. Evvel 1327 tarihli ve 269 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının hışman takımı, tarik, Ahmet isa takımı ile mahdut ve 64 dönüm yüzölçümünde, 66 ve 67 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören Haziran 1942 tarihli ve 164, Ekim 1949 tarihli ve 66, T. Sani 1315 tarihli ve 11, Mayıs 1927 tarihli ve 66 numaralı tapu kayıtlarının hudutlarının alo, Hüseyin, tarik, kayoğlu tarlası ile mahdut ve 8 dönüm yüzölçümünde oldukları görülmüştür. Mahkemece 03.10.1986, 22.05.1989 ve 06.04.2007 tarihlerinde mahallinde yapılan keşiflerde mahalli bilirkişilerden çekişmeli parsellere revizyon gören tapu kayıtlarının sınırlarının gösterilmesi istenilmiş, mahalli bilirkişiler tarafından gerçek kişi olarak görülen sınırlar bilinememiş, bir kısım tarik ve dağ olan sınırlar gösterilmiştir. Fen bilirkişiler tarafından düzenlenen 16.10.1989 tarihli ve 25.04.2007 tarihli raporlarda; okunan kayıtların hudut ve mevki itibariyle Akziyaret Köyü arazilerine ait olduğu ve dava konusu parseller bir bütün olarak ele alındığında dava konusu parselleri kapsadığının belirtildiği, fen bilirkişi raporları ekinde yer alan krokiler ve Özel Daire geri çevirme kararı sonrasında dosya arasına alınan komşu parsellere ait kadastro tutanaklarının incelenmesinde, dava konusu taşınmazlara komşu 69 ve 70 parsel sayılı taşınmazların senetsizden mera vasfı ile köy orta malı olarak sınırlandırıldıkları anlaşılmıştır.
25. Mahkemece davaya konu taşınmazların tespitlerine esas alınan tapu kayıtları kapsamında kaldığı, tapu kayıt miktar fazlası yönünden ise tespit tarihinde adlarına tescile karar verilen gerçek kişiler yararına 3402 Sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, yapılan keşiflerde mahkeme gözlemleri ve bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmazların mera vasfında olmadıkları gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de mahkemece yapılan araştırma hüküm vermeye yeterli değildir.
26. Az yukarıda (§ 24. paragraf) açıklanan taşınmazların tespitlerine esas alınan tapu kayıtlarının uygulamasına ilişkin yerel bilirkişi sözleri soyut ve gerekçesiz, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve eki harita da keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkân vermediğinden yetersiz olup, dava konusu taşınmazların sınırında eylemli olarak mera niteliği ile sınırlandırılan 69 ve 70 parsel sayılı taşınmazlar bulunmasına rağmen mahkemece usulüne uygun bir mera araştırması yapılmamış, zilyetlik yönünden yapılan araştırma dâhi yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazların malikhanesinin açık ve davalı olarak tespitinin yapılmış olması nedeniyle, davada 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 30/2 maddesi uyarınca resen araştırma ilkesinin geçerli olacağı gözetilerek malik hanesinin belirlenmesi zorunlu olduğu gibi dava konusu taşınmazların bir kısmı üzerinde kamulaştırma kararı bulunup somut olayda aktarılan davanın olduğu hususu gözardı edilerek kamulaştırma kapsamında kalan taşınmaz kesimlerinin ve irtifak hakkı tesisleri hakkında hüküm kurulmaması da isabetsizdir.
27. Kural olarak, mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi yada taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır. O hâlde uyuşmazlığın saptanan niteliği dikkate alınarak taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı Kanunlar uyarınca mera tahsisi yapılmış ise Özel İdare Müdürlüğünden, 4753 ve 5618 sayılı Kanunlar uyarınca taşınmazın bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılmamış ise aynı doğrultudaki araştırma, 4342 sayılı Kanun uyarınca, mülki amirlikten sorulup saptanması zorunludur. Kuşkusuz 4753 ve 5618 sayılı Kanunlar ile 4342 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılmamış ise, aynı doğrultudaki araştırma dava sonucunda yararı olmayan taşınmazın bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile uyuşmazlık çözümlenecektir.
28. O hâlde mahkemece, öncelikle tarafların tutunduğu taşınmazların tespitlerine esas alınan tapu kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte varsa haritaları Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğünden getirtilmeli, dayanılan kayıtların dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmaz ile revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlara komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita ile komşu taşınmazların tespit tutanakları varsa dayanakları kayıtlar Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğünden getirtilmeli, daha sonra dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı Kanunlar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı İl Özel İdare Müdürlüğünden, 4342 sayılı Kanun uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı İl Tarım Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, yapılmış ve bu yönetimsel işlemler kesinleşmiş ise mera tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmeli, daha sonra yöreyi iyi bilen yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, taraf tanıkları ile taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden tanık bilgisine başvurulmalı, uzman bilirkişiden keşfi denetlemeye imkân verecek şekilde rapor alınmalı, dava konusu taşınmazların tamamı ya da bir bölümünün tarafların tutunduğu tapu kayıtları kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız belirlenmeli, taşınmazların ya da taşınmazların bir bölümünün dayanak tespite esas tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde öncesinde usulüne uygun olarak mera araştırması yapılmalı, bu cümleden olarak bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi fen memuru eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal yada yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda tespit tutanağı bilirkişilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, dava konusu taşınmazların ya da taşınmazların bir bölümünün tarafların tutunduğu tapu kayıtları kapsamında kalmadığı gibi tahsisli veya kadim mera da olmadığı saptandığı takdirde, tapu kayıtları kapsamında kalmayan taşınmaz ya da taşınmaz bölümleri yönünden usulüne uygun ve yeterli zilyetlik araştırması yapılmalı, dava konusu taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, tutanak bilirkişileri dinlenerek tespitte saptanan hukuksal olgu ile yapılması muhtemel keşifte dinlenecek olan yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında aykırılık varsa duraksamasız giderilmeli, daha sonra uzman ziraatçi bilirkişi ve mahkeme heyeti hazır olduğu halde, taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, gözlem keşif tutanağına aynen yansıtılmalı, özellikle taşınmazın meyil durumu, fiziksel yapısı, dıştan komşu taşınmazlarla toprak mukayesesi yapılmalı, komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile denetlenmeli, komşu taşınmazların tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınmış ise nizalı parsel yönünü sözü edilen kayıt ve belgelerin ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği üzerinde durulmalı, uzman bilirkişi fen elemanından keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişiden ise mahkeme gözlemini yansıtmaya elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, somut olayda aktarılan davanın tarihine göre her bir taşınmazda zilyedinin 100 dönüm taşınmaz kesimini zilyetlikten kazanabileceği düşünülmeli, tespit gününde zilyetleri yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi hükmünde öngörülen taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
29. Hâl böyle olunca dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
30. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Aynı Kanun"un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.