18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/3353 Karar No: 2014/9089 Karar Tarihi: 26.05.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/3353 Esas 2014/9089 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, davacılar gaiplik kararının kaldırılmasını istemişlerdir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş fakat davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay, gaiplik kararlarının asliye hukuk mahkemesinde değerlendirilip karara bağlanması gerektiğini ve bu durumda davanın asliye hukuk mahkemesi tarafından yapılması gerektiğini belirtmiştir. Kanun maddelerine göre, gaiplik kararlarının kaldırılması talepleri çekişmeli yargı işidir ve konusu para ile ölçülemeyen dava ve işler genel görevli hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesinde görülür. Kanun maddeleri şunlardır: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 34. maddesi ve 46. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2/1 ve 1. maddeleri.
18. Hukuk Dairesi 2014/3353 E. , 2014/9089 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 03/12/2013 NUMARASI : 2013/195-2013/776
Dava dilekçesinde, gaiplik kararının kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından "H.. G.."in 27.05.2004 tarihinde gaipliğine karar verilmiş ise de, bu kişinin gaip olmadığı, 23.12.1999 tarihinde öldüğü ve mirasçılarının belli ve sağ olduklarını belirterek gaiplik kararının kaldırılmasını istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 34. maddesinde; "Gaipliğine karar verilecek kişi, ilân süresi dolmadan ortaya çıkar veya kendisinden haber alınırsa ya da öldüğü tarih tespit edilirse gaiplik istemi düşer." 46. maddesinde ise; "Tescile esas olan bir bildirimin doğru olmadığının tespit edilmesi veya kime ait olduğu bilinmeyen cesedin kimliğinin belli olması ya da gaiplik kararının kaldırılması sebepleriyle zorunlu olan değişiklikler, ilgilinin kütükteki kaydının düşünceler sütununa yazılarak yapılır." hükümleri öngörülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun görevin belirlenmesi ve niteliği başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Şahıs varlığına ilişkin davalar Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görev alanı içerisinde kalmaktadır. Diğer taraftan özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde görüleceği düzenlenmeyen ve konusu para ile ölçülemeyen bütün dava ve işler genel görevli hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesinde görülür. Dava, gaiplik kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Yukarıdaki açıklamalar karşısında gaiplik kararının kaldırılması talebinin özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde görüleceği düzenlenmediğinden, konusunun para ile ölçülemeyeceğinden ve bu talebin çekişmeli yargı işi olduğundan gaiplik kararının kaldırılması taleblerinin asliye hukuk mahkemesi tarafından değerlendirilip karara bağlanması gerekir. Bu durumda davanın asliye hukuk mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğinden dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine yargılamaya devamla davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.