23. Hukuk Dairesi 2020/245 E. , 2020/3576 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davalarda tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl ve birleşen Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/1651 Esas sayılı davada davacı vekili, davalı kooperatifin 13.08.2002 tarih ve 2002/29 sayılı kararı ile müvekkilinin A1 Blok 3 ve 4 no lu dairelere üye olarak kabul edildiğini, davacı tarafından 13.08.2002 tarihli kooperatifin kaşe ve imzasını taşıyan iki ayrı makbuzla 80.000. TL., yine 15.12.2003 tarihli tahsilat makbuzu ile de 42.000. TL. ödendiğini, ancak anılan dairelerin daha sonra başka şahıslara satıldığının öğrenildiğini, bu konuda keşide edilen ihtarnameden de bir sonuç alınamadığını ileri sürerek, dava konusu 3 ve 4 no.lu daireler üzerindeki muarazanın giderilerek bu dairelere yönelik olarak müvekkilinin üyeliğinin tespiti ile adına tesciline ve 10.000 USD. kira kaybının tahsiline; birleşen davalarda muarazanın giderilerek bağımsız bölümlere ilişkin taşınmaz değerinin tespiti ile bedelin tahsiline aksi halde ödemiş olduğu bedelin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı kooperatif vekili, müvekkili kooperatifin yönetim kurulu üyesi olan davacının kooperatifte iki hissesinin bulunduğunu, ortaklığına mahsuben bir kısım ödeme yapan davacının halen aidat borçlarının olduğunu, A1 Blok 5 ve 6 no.lu dairelerin davacıya fiilen teslim edildiğini, davacının ortak olduğu tarihte dava konusu dairelerin başka şahıslar adına kayıtlı bulunduğunu, davacıya verilen makbuzların ve karar metninin önceki yönetimin usulsüz ve sahte işlemlerinden olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/1651 Esas sayılı davada ve Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/264 Esas sayılı davada, davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28.09.2009 tarih 2008/7706 Esas 2009/9676 Karar sayılı ilamıyla dava konusu dairelerin tahsis edildiği ya da satıldığı iddia edilen şahıs ya da şahısların taraf olmadığı davada, söz konusu dairelerin davacıya ait olup olmadığının tartışılamayacağı, davacı tarafa bu kişi/kişilere dava açması için süre verilip, açılan davanın bu dava ile birleştirilip birlikte görülmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak taşınmazların dava tarihi ile malikleri davaya dahil edilmiş, yapılan yargılama sonucunda 3 ve 4 no. lu bağımsız bölüm yönünden davacının üyeliğin tespitine ilişkin iddiasını ispatlayamadığı, her ne kadar davacının toplam 80.000 TL ödediği sabit ise de kooperatif yönünden bu yönde açılmış bir dava olmadığı gerekçesiyle kooperatif yönünden açılan üyelik tespiti, muarazanın giderilmesi, tapu iptal tescil ve kira kazanç kaybına yönelik davanın reddine; birleşen 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/1651 Esas sayılı dosyası yönünden davalı ...’un taşınmazda malik olmadığı gerekçesiyle anılan davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine; davalı ... yönünden 4 no.lu bağımsız bölüm yönünden kooperatif üyeliğinin kooperatif defterlerine işlenmiş olduğu gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine; birleşen 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/264 Esas sayılı dosyası yönünden davalının 3 no.lu bağımsız bölüm yönünden imzalarını içeren kooperatif kararları bulunduğu ve bu bağımsız bölümün davalıya tahsis edilmiş olduğu, davacının bu bağımsız bölüme üyeliğe de ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.