11. Hukuk Dairesi 2016/4700 E. , 2016/6776 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09/12/2015 tarih ve 2015/717-2015/786 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10.06.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı..."nın, yüksek faiz verileceği ve istenildiğinde paranın geri çekilebileceği garantisi vererek ve ikna ederek müvekkilinden davalı şirket adına 06.03.2000 tarihinde 32.000 DM, 13.03.2000 tarihinde 10.000 DM tahsil edip, “... Anonim Şirketi Hisse Senedi Talep Formu” ibareli iki belge verdiğini, bu kişinin hisse senedi satımına aracılık ettiğini, ancak şirketin temsilcisi olmadığını, bunun davacının dolandırıldığını gösterdiğini, davalılara gönderilen ihtara rağmen paranın iade edilmediğini, davalı şirketin ise davacının ortak olduğunu ve TTK"nın 329. ve 405. maddelerini sebep göstererek parayı ödemediğini, davalıların para toplama faaliyetinin Bankalar Kanunu’na, SPK’ya aykırı olduğunu, geçerli bir hisse devri yapılmadığını, davalıların nedensiz zenginleştiğini, ortak olmayan ve hisse senedi verilmeyen müvekkiline karşı TTK’nın 329"uncu ve 405"inci maddelerine dayanılamayacağını, şirket yöneticilerinin ve davalı ...’ın TTK’nın 67"nci maddesine ve SPK’ya muhalefet suçlarından ceza aldığını, ortaklık ilişkisinin geçerli olmadığını, davalı ..."ın şirketi paravan olarak kullandığını ve TTK"nın 336"ncı maddesi uyarınca sorumlu olduğunu ileri sürerek, bu sözleşme ile hisse devri yapılamayacağının, davacının ortaklığının kurulmadığının tespitini, tahsil edilenin faiziyle birlikte toplam TL karşılığı olan 38.700 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı, somut olayda para toplama amacının güdüldüğü, davalıların bu durumu bilip birlikte hareket ettikleri , davacının zararından davalı şirket ve şirket yöneticisinin de haksız fiil hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, davacıyla davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, bu nedenle 38.170,49 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekili, alacağın avans faiziyle tahsilini talep etmiştir. Dairemizin ilk bozma ilamıyla eksik inceleme nedeniyle davanın reddi kararı bozulmuş, bozmaya uyularak verilen ikinci kararda davanın kısmen kabulü ile alacağın kanuni faiziyle tahsiline karar verilmiştir. İkinci kararı davalılar vekili temyiz etmiş ve bu karar da davalılar yararına bzoulmuştur. Bu durumda, ikinci bozma kararı öncesi verilen tahsil hükmü davacı tarafça temyiz edilmediğinden faiz türü yönünden davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Böylece, mahkemece, alacağın kanuni faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken talep gibi avans faiziyle tahsil hükmü kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmekteyse de söz konusu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki "ticari avans" ibaresi silinerek, yerine "kanuni" kelimesinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, temyiz harcı peşin alındığından davacıdan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 17/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.