17. Ceza Dairesi 2015/17385 E. , 2016/2943 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Hükümlü ... hakkında kurulan hükümlerin yapılan temyiz incelemesinde;
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 18.03.2008 günlü 2008/9-7-56 ve 13.05.2008 günlü 2008/10-101-113 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, "Kendisine zorunlu savunman atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda, zorunlu savunmana yapılan tefhim veya tebliğ kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmaz. Bu durumda zorunlu savunman velev ki sanığın lehine gibi görünen bazı işlemler yapmış olsa; örneğin temyiz dilekçesi vermiş olsa dahi, hükmün sanığın kendisine de tebliğ edilmesi ve sanık tarafından temyiz dilekçesinin verilmesi halinde, temyiz isteminin kabul edilmesi gerektiğinin" anlaşılması karşısında; ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 24.02.2010 günlü kararını, hükümlü ..."ya uyarlama yargılaması sırasında mahkemenin istemi üzerine atanan savunmanı Av...."in süresi içerisinde temyiz ettiği, atanan bu savunmandan hükümlünün haberdar olmaması sebebi ile Yargıtay 6. Ceza Dairesi"nin 19.06.2014 gün ve 2012/17578-2014/12682 sayılı kararı ile “yokluğunda verilen hükmün hükümlüye tebliği ile savunmanın temyizini onaylayıp onaylamadığının sorulması” için dosyanın iade edildiği, mahkemenin kararı, tespit edilen adrese usulunce tebligat yaptığı ancak adı geçen hükümlünün savunmanının temyizine onay verdiğine ya da kararı kendisinin temyiz ettiğine ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediği,bu nedenle hükümlü savunmanının temyize yetkisi olmadığı anlaşıldığından, bu konudaki temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 317.maddesi gereğince tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II-Hükümlü ... hakkında kurulan hükümlerin yapılan temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun hükümlü tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hükümlünün müşteki ..."nın işyerinden hırsızlık yapmaya teşebbüs ettiği, hükümlü hakkında kesinleşen ilk kararda etkin pişmanlık hükümlerini düzenleyen 765 sayılı TCK"nın 523. maddesinin uygulanmaması karşısında mahkemenin uyarlama yaptığı 24.02.2010 tarihli kararında etkin pişmanlık hükümlerini uygulaması ile hükümlünün müşteki ..."ın işyerinden 4,00 TL hırsızladığı ancak dosya kapsamından hükümlünün müştekinin zararını giderdiğine ilişkin bir delil olmadığı, hükümlü hakkında kesinleşen ilk kararda etkin pişmanlık hükümlerini düzenleyen 765 sayılı TCK"nın 523. maddesinin uygulanmaması karşısında mahkemenin uyarlama yaptığı 24.02.2010 tarihli kararında etkin pişmanlık hükümlerini uygulaması,
2-5237 sayılı TCK"nın 7/2 ve 5252 sayılı Yasa"nın 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilerek, hükümlünün müşteki ..."ya karşı eylemleri hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143, 35/1-2, 116/2-4, 119/1-c maddelerine karşılık 765 sayılı TCK"nın 492/1-son, 62, 522, maddeleri; hükümlünün müşteki ..."a ne uyan eylem hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143, 145, 116/2-4, 119/1-c maddelerine karşılık 765 sayılı TCK"nın 492/1-son, 522 (pek hafif) maddeleri; denetime olanak sağlayacak biçimde uygulama yapılıp, sonucuna göre lehe yasanın belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü ... müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.