Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 05.06.2003-03.02.2004 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tesbitiyle, işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, 05.06.2003-03.02.2004 tarihleri arasında davacının davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı ile ilgili işe giriş bildirgesi verilmediği, davalıya ait A. ,S. /İstanbul adresindeki işyerine ait dönem bordrolarının getirtildiği, SSK hizmet cetveline göre 15.10.2003-31.01.2004 tarihleri arasındaki çalışmalarının bildirildiği, dinlenilen tanık beyanlarına göre davacının çalışmalarının davalıya ait İstanbul ve Çeşme’de olmak üzere birden fazla işyerinde geçtiği anlaşılmaktadır. Davacının davalı işverenin İstanbul’daki işyerinde geçen çalışmaları ile ilgili verilen karar doğrudur.Ancak davacının aynı işverene ait Çeşmede bulunan tesisindeki çalışmalarına ilişkin istemleri reddedilmiş ise de eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen bu karar yanlıştır.
Yapılacak iş, işverenin Çeşme’de bulunan işyeri ile ilgili olarak bu işyeri Kuruma tescil edilmiş ise Çeşme’deki çalışma dönemiyle sınırlı olarak, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde tutularak davacı ile aynı tarihte birlikte çalışan ve Sosyal Sigortalar Kurumu’na verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar belirlenerek, bu tanıkların bilgilerine başvurmak,işyeri kuruma tescil edilmemiş ise davacının çalıştığını iddia ettiği işyerine komşu olan işyerlerini belediye, emniyet veya jandarma vasıtasıyla saptamak, saptanan bu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişileri, başka bir anlatımla, Bağ-Kur’da, Sosyal Sigortalar Kurumu’nda veya diğer sosyal güvenlik kuruluşlarında kayıtları olan komşu işyeri veya benzer işi yapan işyeri sahiplerinin veya çalışanlarının bilgilerine başvurulmak ve olabildiğince delilleri toplayıp, bunları birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar vermektir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.06.1999 gün ve 1999/21-510-527 sayılı, 30.06.1999 gün ve 1999/21-549-555 sayılı, 05.02.2003 gün ve 2004/21-35-64 sayılı, 15.10.2003 gün ve 2003/21-634-572 sayılı kararları da aynı yöndedir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.