Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/13667 Esas 2008/6401 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/13667
Karar No: 2008/6401
Karar Tarihi: 22.04.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/13667 Esas 2008/6401 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/13667 E.  ,  2008/6401 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 30/01/2007
    NUMARASI : 2005/124-2007/42
     
    Davacı, ilk kesintisi tarihinden itibaren  tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kabulüne karar vermiştir.     
    Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
    Dava, davacının davalı işverene ait işyerinde 16.06.1998-13.12.2002 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti ile işçilik alacaklarının davalı işverenden tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacının davalı işveren A.T.’a ait işyerinde 16.06.1998-13.12.2002 tarihleri arasında 1532 gün çalıştığının tespitine, işçilik alacakları davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Kurum’dan davalı işyeri dönem bordroları ile  davacıya ait şahsi dosyanın getirtilmediği, davacı adına herhangi bir bildirimin olup olmadığının belli olmadığı, işyerinin 3.10.1977 tarihinde yasa kapsamına alındığı anlaşılmaktadır.
    Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme  dayanak alınan   tanıklar davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan,  kayıtlara geçmiş kimselerden olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerden de  olmadıkları anlaşılmaktadır.  
    Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.
    Yapılacak iş; varsa davacının tespitini  istediği yıllara ilişkin dönem bordrosu getirtilerek mahkemece önceden dinlenen tanıkların bordro tanıkları olup olmadıklarını belirlemek,  olmadıklarının anlaşılması halinde davacı ile aynı işyerinde çalışan varsa kayıtlı tanıkların, yoksa zabıta  marifetiyle tespit edilecek işyerine  komşu olan diğer işyerlerinde  çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının beyanlarına baş vurularak ve ayrıca önceden dinlenen diğer tanıkların komşu işyeri tanığı olup olmadıklarının da araştırılarak, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak varsa davacının imzalı ücret tediye bordrolarını dosyaya celbederek,  gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra  çıkacak sonuca göre   davacının 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı çalışmaları tespit edilip, işçilik alacaklarını  bu süre esas alınarak hesaplatmaktan  ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı ile davalı işverenin işçilik alacaklarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,  temyiz harcının istek halinde davacı ile davalı işverene yükletilmesine, 22.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.