23. Hukuk Dairesi 2014/5957 E. , 2014/8004 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2014
NUMARASI : 2013/70-2014/113
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi iken istifa ettiğini, çıkma payı alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibine başlandığını ancak davalının icra takibine itiraz etmesi sonucu takibin durduğunu, itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, takibe itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, genel kurulca üç yıl ödemelerin ertelenmesine ilişkin karar alındığını ve ödeme yapılması durumunda kooperatifin mevcudiyetinin tehlikeye düşeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının istifasının 23.05.2011 tarihinde kooperatif tarafından kabul edildiği, 2011 yılı olağan genel kurul toplantısının 26.05.2012 tarihinde yapıldığı ve bu toplantıda istifa eden üyelere yapılacak ödemelerin 3 yıl ertelenmesine yönelik karar alındığı, yapılacak ödemelerin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceğinden genel kurulun aldığı erteleme kararının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17/2. maddesine uygun olduğu, dolayısıyla alacağın muaccel olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, çıkma payı alacağının tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 45/2 nci maddesi, "genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4 ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır." hükmünü; aynı Kanun"un 51/1. maddesi ise "Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur" hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrasında "Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4"ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir." hükmünü; 2. fıkrada ise "Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır." hükmünü içermektedir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK"nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır ve mutlak butlan nedenleri tarafların istek ya da itirazları olmasa dahi hakim resen nazara alır.
Öte yandan, karar nisabının her madde için ayrı ayrı o madde oylamasına katılan ortak sayısına göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Karar alınan maddeyle ilgili ayrı bir sayım yapılmaması, katılım ve olumlu-olumsuz oy sayılarının yazılmaması durumunda, oylamaya katılım sayısı bir önceki madde oylamasına katılan ortak sayısına göre belirlenir.
Somut olayda, kooperatif yönetim kurulunun 23.05.2011 tarihli kararı ile davacının istifasının kabulüne karar verildiği, 2011 yılı olağan genel kurul toplantısının 26.05.2012 tarihinde yapıldığı, toplantı oylamalarının 95 kayıtlı ortaktan 33 ortağın katılımı ile başladığı, madde oylamaların her birinin başında ayrı bir sayım yapılmamış olup, 1-5. maddelerde oybirliği ile karar verildiği belirtildiğine göre, erteleme kararının alındığı 6. maddenin oylamasına 33 kişinin katıldığının kabulünün gerektiği, 6. madde kararının 2 ret oyuna karşılık 15 kabul oyuyla alındığı, 15 kabul oyunun bir önceki maddeye katılan ortak sayısı nazara alındığında karar nisabı için yeterli olmadığı, madde oylamasına katılan ortak sayısı nazara alındığında ise toplantı nisabının sağlanmadığı anlaşılmasına göre alınan erteleme kararının yoklukla malûl olduğu nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3-Kabule göre de, çıkma payı alacağının muaccel olmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddedildiğine göre, davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi uyarınca Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı asliye mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.