Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2358
Karar No: 2020/313
Karar Tarihi: 09.01.2020

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2017/2358 Esas 2020/313 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Bakırköy 39. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda sanık uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûm edilmiştir. Ancak sanık tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucunda Yargıtay 20. Ceza Dairesi, kararı bozmuştur. Bozma gerekçeleri ise şunlardır:
1. Mahkeme kararlarının açık ve gerekçeli olması gerektiği, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin açık olarak belirtilmesi gerektiği ve hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi gerektiği
2. Suç tarihinde yürürlükte olan farklı kanun maddelerinin uygulanması gerektiği ancak bu durumun dikkate alınmadığı
3. Sanığın tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında suç işleyip işlemediğinin belirlenmesi gerektiği ve bu konunun tartışılmadığı
4. Sanığın denetimli serbestlik tedbirini yerine getirmekte istikrarlı davrandığı gözetilmediği
5. Anayasa Mahkemesi kararı sonrası TCK'nın 53. maddesinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği
Detaylı kanun maddeleri ise şöyledir:
20. Ceza Dairesi         2017/2358 E.  ,  2020/313 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : BAKIRKÖY 39. Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya İncelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    1)Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6/1, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/1 ve 230/1-c maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması, gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin açık olarak belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, Anayasa ve 5271 sayılı Kanun"un amir hükümlerine aykırı şekilde gerekçe açıkça belirtilmeden hüküm kurulması,
    2)Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürülüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı uygulanıp karşılaştırma yapılması, sonucuna göre lehe Kanun’un tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması,
    3)Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra, işlemiş ise 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,
    4)Dosya kapsamına göre, sanığın, hakkında verilen "tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin" yerleşim yeri itibari ile yetkili Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce infazı sırasında, Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 06/05/2013 tarihli raporda, "sanığın, tedavi programını gereklerine uygun davranarak tamamladığının, denetimli serbestlik tedbirinin sürdürülmesinin uygun olduğunun" bildirildiği, bu sırada denetimli serbestlik tedbirinin infazı kapsamında sanığın 28/12/2012, 25/03/2012, 18/04/2013, 16/07/2013 tarihli denetim görevlisi görüşmelerine katıldığı, kendisine öncesinde bildirildiği halde, 13/08/2013 tarihli denetim görevlisi görüşmesine mazeret bildirmeden katılmaması, "yükümlülük ihlali" kabul edilerek, 24/09/2013 tarihli uyarı yazısının 01/10/2013 tarihinde sanığa elden tebliğ edilmesinden sonra, sanığın 01/10/2013, 05/11/2013, 04/12/2013, 31/12/2013, 14/01/2014, 11/02/2014 ve 05/03/2014 tarihli görüşme ve seminerlere katıldığı, kendisine bildirildiği halde 17/04/2014 tarihli görüşmeye mazeret göstermeden katılmaması üzerine, bu husus, denetimli serbestlik tedbirinin uyarıya rağmen ikinci (2.) kez ihlali olarak kabul edilerek, 25/04/2014 tarihinde infaz dosyasının kapatıldığı anlaşılmakla; 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır" hükmü gereğince, somut olayda sanığın tedavi tedbirini gereklerine uygun şekilde tamamladığı ve denetimli serbestlik tedbirini yerine getirmekte istikrarlı davrandığı da dikkate alınarak, "ısrar" koşulunun oluşup oluşmadığı hususunun tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    5)Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının, hükümden sonra Resmi Gazetenin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 09/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi