MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davalı vekili, 16.05.2017 tarihli dilekçesi ile karşı taraf ile sulh olunduğuna dair sözleşme yapıldığını bildirmiştir.
Sulh, HMK"nun 313. maddesinde; görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, yapmış oldukları bir sözleşme olarak tanımlanmıştır.
Aynı yasanın 315. maddesinde ise; sulhun ilgili bulunduğu davayı sona erdireceği ve kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı açıklanmıştır.
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada sulh yapılabilir. Ancak, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelemesine usulen engel oluşturan sulh hakkında bir karar verme yetkisi ise hükmü veren mahkemeye aittir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece sulh sözleşmesi hakkında bir karar verilmek üzere hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.