Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/1271 Esas 2016/3924 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1271
Karar No: 2016/3924
Karar Tarihi: 04.04.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/1271 Esas 2016/3924 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/1271 E.  ,  2016/3924 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davada... 4. Asliye Ticaret ve... 6. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü;

    K A R A R

    Dava, işyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesince, davanın haksız fiilden kaynaklandığı, taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
    ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesi ise taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur..
    TTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK"nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz"î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. - 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. - 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44 üncü maddesine (TBK m. 52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
    Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarihli ve 37 E./9 K. Kararına göre de "Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir."
    Somut olayda davacı vekili, işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı, dava dışı şirkete ait işyerinde davalının işyerinde çıkan yangının söndürülme çalışmaları nedeniyle meydana gelen
    hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, yangına davalının neden olduğunu ileri sürerek, ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuan tazminini talep etmektedir. Uyuşmazlık, haksiz fiilden kaynaklanmaktdır. Ancak, davacının sigorta şirketi, davalının tacir ve dava dışı sigortalının da tacir olmasına göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 04/04/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.