11. Hukuk Dairesi 2016/4730 E. , 2016/6744 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 23.12.2015 tarih ve 2015/834-2015/860 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10.06.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin içinde bulunduğu ... Grubu tarafından 1990 yılından itibaren... başta olmak üzere birçok ülkede “paranın her istendiği anda geri ödeneceği ve yüksek oranda faiz verileceği” garantisi verilerek binlerce insandan mevduat toplandığını, müvekkilinden de benzer vaadler karşılığında “... Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. Hisse Senedi Devir ve Kabul Sözleşmesi” başlıklı belge karşılığında 50.000 DM tahsil edildiğini, ancak ihtarnameye rağmen davalı tarafından davacının ödediği paranın iade edilmediğini ileri sürerek, davacının davalı şirket ile kurulmuş geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, TTK, SPK, Bankalar Kanunu ve ilgili mevzuata aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğüne, davacıdan tahsil edilen 50.000 DM (25.564,59 Euro) karşılığı 46.573,57 YTL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, bozma ilamına uyulmakla usulü kazanılmış hak oluşması karşısında taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, somut olayda para toplama amacı güdüldüğü, davalıların bu durumu bilip birlikte hareket ettikleri, davacının zararından davalı şirketin ve şirket yöneticisinin haksız fiil hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacıyla davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, 45.960 TL"nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsililen karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekili, alacağın avans faiziyle tahsilini talep etmiştir. Dairemizin ilk bozma ilamıyla eksik inceleme nedeniyle davanın reddi kararı bozulmuş, bozmaya uyularak verilen ikinci kararda davanın kısmen kabulü ile alacağın ... faiziyle tahsiline karar verilmiştir. İkinci kararı davacı vekili temyiz etmemiş, davalılar vekilinin temyizi üzerine karar, yine eksik araştırma gerekçesiyle bozulmuştur. Bu durumda, ikinci bozma öncesi verilen tahsil hükmü davacı tarafça temyiz edilmediğinden faiz türü yönünden davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Böylece, mahkemece, alacağın ... faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken talep gibi avans faiziyle tahsil hükmü kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmekteyse de sözkonusu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki "..." ibaresi silinerek, yerine "..." kelimesinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, temyiz harcı davacıdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 17.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.