23. Hukuk Dairesi 2014/2268 E. , 2014/7987 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 31. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23/09/2013
NUMARASI : 2011/148-2013/215
Taraflar arasındaki menfi tespit, istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, taraflar arasında 22.04.2010 tarihinde M. İ. Buz Müzesinin Açılış Kokteyli ile 23.04.2010 tarihinde A.R. konseri organizasyonlarını konu alan 14.04.2010 tarihli bir hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında müvekkilince davalı şirkete toplam 129.181,25 TL bedelli 4 adet çek verildiğini ve ayrıca 15.04.2010 tarihinde davalının banka hesabına 64.900,00 TL transfer edildiğini, o tarihlerde İzlanda"da meydana gelen ve tüm Avrupa hava ulaşımını etkisi altına alan yanardağ patlaması nedeniyle sanatçı ve ekibi getirilemediğinden 23.04.2010 tarihli konserin iptal edildiğini, bu durumun konser tarihinden önce davalıya bildirildiğini ve davalı şirketçe bu nedenle konser alanına herhangi bir malzeme getirilmediğini, meydana gelen yanardağ patlamasının mücbir sebep niteliğinde olduğunu, mücbir sebep olarak nitelendirilmese dahi sözleşmenin 5.2 maddesi gereği, davalının yaptığı belgeli masraflarını, bu masrafların %10 üzerinden belirlenecek hizmet bedelini ve alt yüklenicilere yapılan avans ödemelerini düşerek bakiye bedeli organizasyon sahibi müvekkiline iade etmesi gerektiğini, 22.04.2010 tarihli açılış kokteyli organizasyonu ücreti bedeli olan 34.380,38 TL mahsup edilerek, bakiye miktar ile 4 adet çekin müvekkiline iadesi için gönderilen ihtara davalının olumsuz cevap verdiğini ileri sürerek, müvekkilinin 4 adet çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti ile davalıya yapılan ödemeden 22.04.2010 tarihli açılış kokteyli organizasyonu bedeli olan KDV dahil 34.380,38 TL düşüldükten sonra kalan 30.519,52 TL"nin istirdadını ve İİK"nın 72/5. maddesi uyarınca %40 tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin imzalandığı tarihte yanardağ patlaması ve etkileri biliniyor olduğundan bu olayın mücbir sebep olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının buna rağmen sanatçıyı Türkiye"ye getirmeyi üstlendiğini, 22.04.2010 tarihinde sanatçının geleceği uçağın Türkiye seferini yaptığını, organizasyonun ifasına yönelik tüm hazırlıklarını tamamlayan müvekkilinin, 157.221,67 TL masraf yaptığını ve sözleşmenin 5.2 maddesi uyarınca bu masraf ile birlikte bunun %10 hizmet bedeli olmak üzere toplam 172.943,67 TL tutarında davacıdan alacaklı olduğunu, davacı tarafından yapılan çek ve nakit ödemesinden bu miktar düşüldükten sonra kalan 21.137,33 TL"yi iade etmeye hazır olduklarının davacıya bildirildiğini, ancak davacının bu teklifi kabul etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin açılış kokteyli ve A. R. konseri organizasyonu olmak üzere iki hizmeti konu aldığı, 15.04.2010 tarihinde İzlanda"da meydana gelen ve tüm havayolu ulaşımını etkileyen yanardağ patlaması nedeniyle sanatçının ve ekibinin Türkiye"ye konsere getirilemediği, dolayısıyla davacının sözleşmenin konser organizasyonuna ilişkin üstlendiği kısmının ifasının mücbir sebep nedeniyle imkânsız hale geldiği, bu durumda 818 sayılı BK"nın 117. maddesi uyarınca borcun sakıt olduğu, davalının konser organizasyonu için yaptığı masraflara ilişkin faturaları dosyaya ibraz ettiği, mücbir sebep nedeniyle işin ifa edilememesinde davalının bir kusuru bulunmadığından, bu masrafların davacıya iadesinin hakkaniyete aykırı olacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin konser organizasyonu ile ilgili bölümün ifasının mücbir sebep nedeniyle kısmen imkânsız hale geldiği ileri sürülerek, sözleşmeye dayalı olarak davalıya verilen çeklerden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti ve yapılan ödemelerin istirdadı istemine ilişkindir.
Sözleşmenin "Organizasyon bedeli ve ödeme planı" başlıklı 5.1. maddesi "Organizasyon sahibi, bu işin karşılığında PM Org."a KDV dahil toplam tutar olarak belirlenen 194.700,00 TL"nin 64.900,00 TL"sini sözleşme tarihinde belirtilen PM Org."un aşağıda belirtilen banka hesabına yatıracak, bakiye olarak kalan tutarı eşit tutarda 14 Mayıs 2010 ve 14 Haziran 2010 vadeli düzenlenmiş, 4 ayrı şirket çeki ile sözleşme tarihinde PM Org."a teslim edecektir. " hükmünü; 5.2. maddesi "Sözleşme imzalandıktan sonra organizasyonun mücbir sebepler dışında (yangın, su baskını, deprem, savaş hali, fırtına vs. kanunlarda sayılan diğer haller ) herhangi bir sebepten iptal edilmesi veya ertelenmesi durumunda PM Org. Yaptığı belgeli masraflarını, bu masrafların %10"u üzerinden belirlenecek hizmet bedelini ve alt yüklenicilere yapılan avans ödemelerini düşerek bakiye miktarını organizasyon sahibine iade edecektir. " hükmünü içermektedir.
Sözleşmenin bu hükmü mücbir neden dışında bir nedenle sözleşmenin iptali halinde, davalının iade edeceği bedelin kapsamını ve miktarını düzenlemekte olup, mahkemenin kabul ettiği mücbir nedenle sözleşmenin iptali halinde davalının bedeli iade yükümlülüğü evleviyetle vardır ve esasen 818 sayılı BK"nın 117/2. maddesi de bu yönde düzenleme içermektedir. Davacı şirket, patlama nedeniyle konserin yapılamayacağını 21.04.2010 tarihinde davalıya bildirimiş olup, davalı, konser ile ilgili bütün hazırlıkları 20.04.2010 tarihinde tamamlamış olduğunu iddia ederken, davacı ise davalının konser için herhangi bir malzeme getirmemiş olduğunu iddia etmektedir. Davacı şirketin davalı şirkete 22.04.2010 tarihli organizasyonun harcama bedelini ödediği 27.04.2010 tarihinde davalıya gönderdiği yazıdan anlaşılmaktadır. Temerrüde düşmeden önce mücbir nedenin gerçekleşmesiyle borcundan kurtulan davacı, sözleşmenin başında davalıya sözleşmenin 5.1. maddesi uyarınca verdiği paranın iadesini ve çek bedelinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemekte haklıdır. Ne var ki, davacının sözleşmenin iptalini davacıya bildirmesinden önce davalının iptal edilen konser için satın aldığı malzemelerin ve hizmetlerin, başka bir konserde onun işine yaramayacak olması halinde, bunun bedelini davalının mahsup hakkı olacak, yarayacak ise bu harcamalar onun üzerinde kalacaktır. Mücbir nedene dayanan davacı, ödediği bedelden, dava konusu olmayan açılış kokteyli organisazyon bedelini mahsup ederek, bakiyesinin istirdadını istemiş, mücbir neden iddiasını reddeden davalı da sözleşmenin 5.2. maddesi uyarınca hesaplama yaparak masrafları düşüp, bakiyesinin iadesini kabul etmiştir. Mahkeme, mücbir nedenin gerçekleştiğini kabul etmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 117. maddesinde (TBK 136.) "Borçluya isnat olunamıyan haller münasebetiyle borcun ifası mümkün olmazsa, borç sakıt olur.
Karşılıklı taahhütleri havi akitlerde bu suretle beri olan borçlu haksız iktisaplara müteallik hükümlere tevfikan almış olduğu şeyleri iadeye mecbur ve kendisine henüz tediye edilmemiş bulunan şeyi istemek hakkından mahrum olur." hükmüne yer verilmiştir.
Bu hüküm sözleşmenin tasfiyesine ilişkin olup; tasfiyeden amaç, tarafların sözleşme etkisinden kurtulması, sözleşmenin yapıldığı tarihteki durumlarına geri döndürülmesidir. Böylelikle taraflar sözleşme nedeniyle birbirlerinin malvarlığına kattıkları değerlerin iadesini isteyebilecektir.
Öte yandan, YHGK"nın 12.12.2012 tarih ve 2012/9-1170 Esas, 1172 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere 6100 sayılı HMK"nın 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması, taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun açıklanması gerekir. Ayrıca kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Diğer anlatımla, Mahkemece tarafların birine HMK"nın 94. maddesi uyarınca, kesin süre verilirken yerine getirilmesi istenilen hususa uyulmaması halinde mahkemece, ne gibi bir işlem yapılacağının bilinmesi bakımından kesin sürenin sonuçlarının da ara kararında açıkça belirtilmesi ve sonuçların ilgili tarafa hatırlatılması ve kesin süreye ilişkin sonuçların hatırlatılıp, hatırlatılmadığının denetlenebilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, mücbir neden ile edimini ifa edemeyen davacının yaptığı ödemeyi kayıtlarına geçirdiği 194.081,125 TL olarak kendisine iadesine hak kazandığı, açılış kokteyli ile ilgili 34.380,48 TL harcamanın mahsubunu davacının kabul ettiği sonucuna varan kök bilirkişi raporunda, davalı tarafça sunulan fatura içeriği malzeme ve hizmetlerin davacının ifa edilen ve edilmeyen her iki organizasyon edimi ile ilgili olduğu ve günler itibariyle ayrım yapılamadığı, harcamaların nitelikleri dikkate alındığında, dava konusu sözleşme kapsamında bu malzeme ve hizmetlerin başka organizasyonlarda kullanılma olanağının bulunup bulunmadığının ya da gerçekleşmeyen hizmetlere ilişkin iadelerin veya başka organizasyonlarda sunulmak üzere mahsubunun teknik yönden uzman analizi ve değerlendirmesine muhtaç olduğu görüşünün bildirilmesi üzerine, mahkemece, sözleşmeye konu malların başka bir konserde kullanılıp kullanılmayacağı yönünden sektör bilirkişisinin katılımı ile ek rapor alınmasına karar verilmiş, ek raporda, davalının iptalden önce satın aldığı malzemeler ve hizmetlerin başka bir organizasyonda onun işine yaramayacağı, bu nedenle davalının nedensiz zenginleşmesinin bulunmadığı ve dava konusu masrafların davacıya iadesinin hakkaniyete aykırı olacağı görüşü bildirilmiş ve bu görüşe itibar edilerek, dava reddedilmiştir.
Mahkemece, ek rapordan sonra, 27.05.2013 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararında, "Dosya içerisindeki mevcut bilirkişi heyetinin muhafazasıyla konser işinden anlayan bilirkişinin de katılımıyla 2. ek rapor alınmasına, (sözleşmeye konu malların başka bir konserde kullanılıp kullanılmayacağı) sektör bilirkişisinin mahkememiz tarafından re"sen seçilmesine, bilirkişi ücreti olarak 500,00 TL ücret takdirine bilirkişi ücreti ve tebligat giderlerinin davacı tarafça 2 haftalık kesin sürede karşılanmasına" karar verilmiş olup, davacı vekiline kesin süreye uyulmamasının sonuçları ihtar edilmemiştir. Bu nedenle makemece usulüne uygun olarak verilmiş bir kesin sürenin varlığından söz edilemez.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nın 266/1. (1086 sayılı HMUK"nın 275.) maddesi "Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir. Aynı Kanun"un 282. (1086 sayılı HUMK’nın 286.) maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği hükmünü, HMK"nın 281. (HUMK"nın 283.) maddesi uyarınca hakimin bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. İkinci bilirkişi raporu alınması yoluna gidildikten sonra somut dayanakları açıklanmaksızın ilk alınan bilirkişi raporundaki gerekçe yerinde görülerek ilk bilirkişi raporuna itibar edilip hüküm tesisi doğru olmaz.
Bu durumda mahkemece, davanın anılan 117/2. madde hükmüne dayalı olduğu ve davalının iptal edilen konser ile ilgili ve iptalden önce olduğunu kanıtlaması koşulu ile yaptığı harcamaların onun işine yaraması halinde, bu harcamaların mahsubu gerekeceği ve davalının savunmasında da belirtildiği üzere sadece davanın kısmen reddine neden olabileceği gözetilerek, uzman bilirkişi ücretini yatırmak üzere davacı vekiline HMK"nın 94. maddesine uygun ihtarat yapılarak kesin süre verilmesi ve anılan 117/2. maddesi hükmü gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ikinci ek rapor alınması gerekli görüldüğü ve kesin süre verildiği ve bu ara karardan dönülmediği halde, birinci ek raporda bildirilen görüşe, davalının savunduğu masrafların davanın tamamen reddini niçin gerektirdiği gerekçede açıklanmadan itibar edilerek, yargılamaya son verilmesi ve davanın esasen mücbir nedeni kabul eden bu görüşte masraflarla ilgili yer alan gerekçeyle tamamen reddi, yanılgılı gerekçeye ve eksik incelemeye dayalı olup, doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.