20. Ceza Dairesi 2017/2388 E. , 2020/311 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : İSTANBUL Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1)Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6/1, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/1 ve 230/1-c maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması, gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin açık olarak belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, Anayasa ve 5271 sayılı Kanun"un amir hükümlerine aykırı şekilde gerekçe açıkça belirtilmeden hüküm kurulması,
2)Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra, işlemiş ise 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,
3)Dosya kapsamına göre, hakkında verilen "denetimli serbestlik tedbirinin" infazı kapsamında sanığın yerleşim yeri itibari ile yetkili Edirne Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce düzenlenen 28/05/2013 tarihli çağrı davetnamesinin, sanığın mernis adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca 04/06/2013 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğden itibaren 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe başvuru yapılmaması nedeniyle, "tedbirin ihlal edildiği" kabul edilerek infaz dosyasının 21/06/2013 tarihinden kapatıldığı, UYAP üzerinden yapılan incelemede, sanığın çağrı yazısının tebliğ edildiği tarihi de kapsayacak şekilde, 27/05/2013-05/08/2013 tarihleri arasında İpsala K1 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu, dolayısı ile çağrı yazısının usulüne aykırı şekilde tebliğ edildiği anlaşılmakla, sanığın usulüne aykırı tebliğden itibaren 10 gün içerisinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmaması nedeniyle "tedbirin ihlalinden" bahsedilemeyeceğinden, mahkemesince "denetimli serbestlik tedbirinin aynen infazına" karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 09/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.