Ceza Genel Kurulu 2015/673 E. , 2017/186 K.
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 28.03.2012
Sayısı : 420-477
5607 ve 4733 sayılı Kanunlara muhalefet suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık ..."ın fiilinin tek olması nedeniyle TCK"nun 44. maddesi uyarınca en ağır cezayı gerektiren 4733 sayılı Kanunun 8/4; TCK’nun 62, 52/1-2, 53 ve 5607 sayılı Kanunun 13. maddesi yollamasıyla TCK"nun 54. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 240 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve müsadereye ilişkin, Konya 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 28.03.2012 gün ve 420-477 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 19.03.2015 gün ve 8059-12458 sayı ile;
"... Sanık hakkında tayin edilen hapis cezasına ilişkin TCK"nun 51. maddesinin uygulanmama gerekçesi olarak "Sanığın sabıkalı geçmişi, yeniden suç işlemeyeceğine kanaat gelmeyişi" belirtilmişse de, sanığın adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kaydın erteleme müessesine engel teşkil etmediği gözetilmeden, hapis cezasının yasal olmayan gerekçe ile ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi..." isabetsizliğinden bozulmasına oyçokluğu ile karar verilmiş,
Daire Üyeleri K. Kayan ve A. Kiriş; ""Yargılama sonucu tüm dosya kapsamı gözetilerek sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaat gelmediği gerekçesi ile TCK"nun 51. maddesini uygulamamasında dosya ile çelişen bir husus görülmediği..."" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 15.05.2015 gün ve 150714 sayı ile;
"...TCK"nun ertelemeyi düzenleyen 51. maddesi,
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemece bir kanaatin oluşması şartlarını aramıştır.
Sanığın dosyaya ekli sabıka kaydında 3 ayı aşan hapis cezasını içeren mahkûmiyetinin bulunmadığı görülmüşse de; UYAP üzerinden indirilen sabıka kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının bulunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar bu karar yerel mahkemece hükmolunan mahkûmiyet kararının ertelenmesine engel teşkil etmese de, mahkeme hükmolunan hapis cezasının ertelenmemesine karar verirken sanığın ileride bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat hasıl olmadığı gerekçesini göstermiştir. Bu gerekçe mahkemenin sanıkla ilgili gözleminin olumsuz olduğunu göstermekte ve ertelememe gerekçesi olarak da yeterlidir. Bu nedenle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği" düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince 04.06.2015 gün, 14031-16480 sayı ve oyçokluğuyla, itiraz nedenleri yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Suçun sübutuna ilişkin bir uyuşmazlık ve bu kabulde dosya içeriği itibarıyla bir isabetsizlik bulunmayan olayda, Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK"nun 51. maddesinde düzenlenen ""hapis cezasının ertelenmesi"" hükmünün uygulanmama gerekçesinin yasal ve yeterli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
20.04.2011 tarihinde kolluk görevlilerince seyyar tezgâh üzerinde kaçak sigara sattığı görülen sanığa sigaraların kime ait olduğu sorulduğunda, sigaraların bir akrabasına ait olduğunu ve kendisinin sattığını beyan ederek 8 ayrı markada 369 paket sigarayı rızasıyla görevlilere teslim ettiği,
Adli sicil kaydına göre; sanık hakkında 22.01.2010 ve 05.10.2010 kesinleşme tarihli iki adet hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar bulunduğu,
Mahkemece yapılan iki oturuma da sanığın katıldığı,
Sanığın aşamalarda; olay günü farklı kişilerden satın almış olduğu sigaraları cadde üzerinde sattığı esnada polislerce yakalandığını, pişman olduğunu savunduğu ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği,
Sanığın dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışının bulunmadığı,
Yerel mahkemece ""hapis cezasının ertelenmesi"" hükmünün uygulanmama gerekçesinin; ""... Sabıkalı geçmişi, yeniden suç işlemeyeceğine kanaat gelmeyişi, zararın giderilmemiş olması nazara alınarak yasal koşulları oluşmadığı"" şeklinde gösterildiği,
Sanığın duruşmadaki hâli lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek TCK’nun 62. maddesi gereğince cezasından indirim yapıldığı,
Anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir hukuki çözüme ulaşılması bakımından, 5237 sayılı TCK’nun 51. maddesinin uygulanabilme şartlarının üzerinde durulması gerekmektedir.
Hapis cezasının ertelenmesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 51. maddesinde;
""İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması,
Gerekir..."" şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre, iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilenlerin cezasının ertelenebileceği, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olanlar bakımından ise bu sürenin üst sınırının üç yıl olduğu belirtilmiş, ancak erteleme kararının verilebilmesi;
1- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
2- Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması,
Şartlarına bağlanmıştır.
Bu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmekle birlikte, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûmiyet, hapis cezasının ertelenmesine kanuni engel oluşturmaktadır. Bu durumda ayrıca kişinin suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması şartının değerlendirilmesine gerek olmayacaktır. Birinci şartın gerçekleştiği hallerde ise, cezanın ertelenmesine karar verilebilmesi için, kişinin suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekmektedir.
Anılan kanun maddesi uyarınca, yalnızca hapis cezalarının ertelenmesi mümkün olup hapis cezasından çevrilen veya doğrudan verilen adli para cezalarının ertelenmesi imkanı bulunmamaktadır.
07.06.1976 gün ve 4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile bu karara uyum gösteren Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş kararlarında belirtildiği üzere, ""hapis cezasının ertelenmesi"" cezanın doğrudan doğruya sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören bir şahsileştirme kurumudur. Cezanın ertelenmesine veya ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken mahkemece gerekçe gösterilmeli ve bu gerekçe dosyada bulunan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olmalıdır. Gerekçenin bu niteliği keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek özelliklerini de taşımaktadır.
Zira kanuni, yeterli ve dosya kapsamıyla uyumlu bulunmayan bir gerekçeye dayanılarak ""erteleme"" hükmünün uygulanmaması, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, cezanın kişiselleştirilmesi ilkesine de aykırı olacak ve uygulamada keyfiliğe yol açabilecektir.
Mahkemece, hapis cezasının ertelenip ertelenmeyeceğine ilişkin takdir kullanılırken, sanığın yargılama sürecindeki davranışları göz önünde bulundurularak pişmanlık duyup duymadığı değerlendirilmeli ve tekrar suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat buna göre belirlenmelidir. Diğer taraftan yerel mahkemece gösterilen gerekçenin hak, adalet ve nasafet kuralları ile dosya kapsamıyla uyumlu olup olmadığının Yargıtay denetimine tâbi olacağında şüphe bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Hükmolunan hapis cezasının ertelenmesine engel sabıkası olmayan, her iki oturuma da katılan, duruşmada "pişmanım" diyen, suçu işledikten sonra pişmanlık göstermediğine ilişkin bir beyanı ya da dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı bulunmayan ve duruşmadaki hâli olumlu değerlendirilerek hakkında TCK"nun 62. maddesi uyarınca takdiri indirim hükmü uygulanan sanığın, yargılama sürecindeki davranışları göz önünde bulundurularak pişmanlık duyup duymadığı değerlendirilmeden, 1 yıl 8 ay hapis cezasının ertelenmemesine ilişkin olarak; "...sabıkalı geçmişi yeniden suç işlemeyeceğine kanaat gelmeyişi, zararın giderilmemiş olması nazara alınarak yasal koşulları oluşmadığı" şeklinde gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Özel Dairenin bozma kararında bir isabetsizlik bulunmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; ""İtirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği "" düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.03.2017 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.