Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2009/14144 Esas 2010/327 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/14144
Karar No: 2010/327
Karar Tarihi: 19.01.2010

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2009/14144 Esas 2010/327 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2009/14144 E.  ,  2010/327 K.

    "İçtihat Metni"

    .........

    Davacı, sigortalılık başlangıcının 01.10.1977 ve sigorta kayıtlarınıdaki doğum tarihinin 28.04.1962 olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.

    Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.

    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    5510 sayılı Kanunun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi hükmü uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 108 maddesidir. Anılan madde uyarınca sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti yönünde salt işe giriş bildirgesinin verilmiş olması yeterli olmayıp, ayrıca, aynı Kanunun 2 ve 6 maddelerinde öngörüldüğü şekilde hizmet akdine dayalı olarak eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın da varlığı gerekir. Başka bir anlatımla; yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi kişinin işe girdiğini gösteren yazılı delil niteliğinde ise de; fiili çalışmanın ortaya konması açısından tek başına yeterli kabul edilemez.

    Dava konusu somut olayda; davalı işverence 01.10.1977 tarihli işe giriş bildirgesi 05.02.1979 vürut tarihi ile davalı Kuruma verildiği ve bu belgenin Kurum kayıtlarına geçmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu belgenin kayıtlarda açıkça gösterilmiş bulunması ve sahteliğinin de iddia edilmemiş olması, davacının kimlik bilgileri ile, işe giriş bildirgesinde yazılı kimlik bilgilerinin örtüşmesi, zabıta araştırması ile, davacı dışında aynı isimli başka kişinin bulunmadığının tespit edilmesi ve çalışma olgusunun tanık beyanlarıyla doğrulanması karşısında; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı düşüncelerle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    .....
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.01.2010 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.



    ........

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.