23. Hukuk Dairesi 2014/10293 E. , 2014/7977 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/06/2013
NUMARASI : 2012/516-2013/338
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün katılma talebinde bulunan F.. K.. ve asıl ve birleşen davada davalı K.. K.. vekillerince duruşmasız, asıl davada davacı-birleşen davada davalı şirket vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili Av. Z.. T.. ile katılma talebinde bulunan F.. K.. vekili Av. M.. Ç.. ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı O.. A.. vekili Av. Ç.. Y.. gelmiş, diğer taraflardan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı arsa sahipleri arasında 14.02.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme gereği müvekkiline özgülenen 2 numaralı bağımsız bölümün işin bitirilmiş olmasına rağmen tapu devrinin yapılmadığını ileri sürerek, anılan bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacı yüklenici adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili davanın reddini istemiş, diğerleri davaya cevap vermemiştir.
Birleşen davada davacı O.. A.. vekili, asıl davaya konu 2 numaralı dairenin davalı yüklenici şirket adına dava dışı Metin Ünsal tarafından müvekkiline satıldığını ileri sürerek, anılan bağımsız bölümün müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan şirket vekili, davanın reddini istemiştir.
Bir kısım davalılar davayı kabul etmiş, diğerleri davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne dair verilen karar, asıl dava davalılarından O.. A.. vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 28.05.2012 tarih ve 1775 E., 3935 K. sayılı ilamıyla, davacı O.. A..’ın açtığı dava ile asıl davanın birleştirilerek görülmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş, yerel mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davada yüklenici olan şirketin tüm edimlerini yerine getirerek davaya konu bağımsız bölümü hak ettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı tarihte dava dışı M. Ü.’ın bu şirketin ortağı olduğu, sonrasında ortaklıktan ayrıldı ise de, davaya konu taşınmaza ilişkin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafları ile ilgili işlemler yapmak üzere geniş yetkilerle yüklenici şirket vekili olarak atandığı, birleşen davanın davacısı O.. A..’ın aynı zamanda arsa sahiplerinden birisi olduğu, arsa sahibi O.. A.. ile yüklenici vekili olarak dava dışı M. Ü. arasında davaya konu daireye ilişkin satış sözleşmesinin imzalandığı, yine dava dışı M. Ü.ın başkaca daireler satışına yüklenici şirketi muvafakat ettiği gerekçeleriyle, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı-birleşen davada davalı yüklenici vekili, asıl ve birleşen davalarda davalı K.. K.. vekili ile üçüncü kişi F.. K.. vekili temyiz etmiştir.
1)Asıl dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı, birleşen dava ise, gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptâli ve tescil istemlerine ilişkindir.
Geri çevirme kararı üzerine getirtilen Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/439 Esas sayılı dava dosyasında, davacı F.. K.. tarafından yüklenici şirket ile arsa sahipleri aleyhine, asıl ve birleşen davalara konu 2 numaralı bağımsız bölümün tapusunun iptâli ile adına tescili amacıyla dava açıldığı ve davanın halen derdest bulunduğu anlaşılmıştır. Her üç dosyanın uyuşmazlık konusu aynı olduğundan ve davaların yargılaması sonucunda verilecek kararlar birbirlerini etkileyebileceğinden, dosyaların birleştirilmesinin gerekli olduğu sonucuna varılmıştır.
HMK’nın 166/1. maddesinde aralarında bağlantı bulunan dava dosyalarının, davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilmesi gerektiği düzenlemesine yer verilmiştir. Davaların görüldüğü mahkemeler aynı mahkemeler olduğundan, daha sağlıklı sonuca varılması için davacı F.. K..’ın açtığı dava dosyasının da bu dosyalarla birleştirilmesi gerekli görülmüş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2)Bozma nedenine göre, asıl davada davacı-birleşen davada davalı yüklenici vekili, asıl ve birleşen davalarda davalı K.. K.. vekilinin tüm, üçüncü kişi F.. K.. vekilinin diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, üçüncü kişi F.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı-birleşen davada davalı yüklenici vekili, asıl ve birleşen davalarda davalı K.. K.. vekilinin tüm, üçüncü kişi F.. K.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmemesine, peşin alınan haçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunanlardan karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içeriisnde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.