13. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/3059 Karar No: 2019/8051 Karar Tarihi: 27.06.2019
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2019/3059 Esas 2019/8051 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2019/3059 E. , 2019/8051 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının 1/5 oranında maliki ve hissedarı olduğu İzmir Bayraklı ilçesindeki taşınmazın malik ve hissedarlarının güvenlik hizmeti alımına ilişkin şirkete başvurması üzerine özel güvenlik hizmet sözleşmesi imzalandığını, İzmir dışında bulunan diğer hissedarlar sözleşmeye imza atmamış iseler de sözlü olarak sözleşmeyi kabul ettiklerini, sözleşme şartlarına uygun olarak verilen özel güvenlik hizmeti nedeniyle keşide edilen 30 adet fatura bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, güvenlik hizmet sözleşmesinden kaynaklanan davada davalının hizmetten yararlanan kişi olması nedeniyle tüketici konumunda olduğundan uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle Tüketici Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Davacı şirket, güvenlik hizmet sözleşmesi gereğince sunulan hizmet karşılığı düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davacının güvenlik hizmeti sunduğunu iddia ettiği taşınmaz arsa vasfında olup, davalı 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici vasfını taşımamaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki ilişki Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kalmaktadır. Diğer yandan, eldeki davada, davalı tacir olmadığı gibi, dava da Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığından Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğundan da bahsedilemez. O halde mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu Tüketici Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.