12. Ceza Dairesi 2016/12409 E. , 2018/9053 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1,50/1-a-4, 52/2-4, 53/6, 63.maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın taksi durağından arkadaşı olan ... ve ....’in kız arkadaşı .... ile birlikte alkol aldıkları, sanığın saat 17.00 sıralarında 3 duble rakı içtiğini tüm aşamalardaki ifadelerinde beyan ettiği, ....in aşırı alkollü olması nedeni ile ....’in şoförlüğünü yaptığı taksinin direksiyonuna saat 20.00 sıralarında sanığın geçtiği ve saat 21.30 sıralarında tek yönlü, dört şeritli yolun en sağ şeridinde seyir halinde iken, sol taraftan yola giren yayaya en sağ şeritte çarptığı ve olay yerinden kaçtığı, saat 00.00 sıralarında karakola gelerek teslim olduğu ve saat 00.30 sıralarında sanıktan alınan numune kanda yapılan alkol ölçümde 0.48 promil alkollü olduğunun tespit edildiği olayda; bilinçli taksir koşullarının oluştuğunun ve dolayısıyla TCK"nın 22/3. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanığın tüm aşamalardaki ifadesi ile aracın içinde bulunan tanıklar .... ile ....’in beyanlarında aracı sanığın kullandığı, aksine bir beyana rastlanmadığı ve bu hususta kolluk tarafından tutanak tutulduğu hususları dikkate alındığında, tebliğnamedeki (1 ) nolu bozma isteyen görüşe; ölenin Suriye uyruklu olduğu ve kaçak olarak ülkeye girdiği, olayın tanığı ve türkçe bilmeyen ....l’in cep telefonuna 18.11.2013 tarihli tensip zaptı ile duruşma gününün bildirildiği ve varsa yakınlarının duruşmaya davet edildiği, mahkemece tutulan 13.01.2014 tarihli tutanak ile ölenin babasının mahkemeye gelerek ölene ait cep telefonu ile ölüm belgesini almak istediğini belirterek, ölenin türkçe bilen akrabası Nebih ile Muhammedi Cemal’in cep telefonlarının tutanağa yazıldığı, ölenin babasının davadan haberdar olduğu, ancak duruşmaları takip etmediği anlaşılmakla tebliğnamedeki (2) nolu bozma isteyen görüşe ve iddianamede sanık hakkında TCK"nın 53/6. maddesinin uygulanması talep edildiği halde, sürücü belgesinin geri alınması hususu mahkemenin takdirinde olması ve mahkemece tali kusurlu sanık hakkında sürücü belgesinin alınmasına yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamenin (5) nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sanığın kusursuz olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında, tayin edilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan kanun maddesinin ve adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. ve CMK"nın 232/6. maddelerine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün dördüncü paragrafının çıkarılarak yerine "Sanığa verilen hapis cezasının sanığın sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesi göz önüne alınarak TCK"nın 52/3. maddesi gereğince 730 gün adli para cezasına çevrilmesine, TCK"nın 50/4-1a ve 52/2. maddesi gereğince bir günlüğü taktiren 20,00 TL üzerinden paraya çevrilerek 14.600 TL adli para cezasına çevrilmesine,” ibarelerinin yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.