
Esas No: 2016/6041
Karar No: 2016/7848
Karar Tarihi: 16.06.2016
Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/6041 Esas 2016/7848 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 43/1, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis ve 20.000 TL adli para cezası
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Limited şirket ortağı olup bu şirket bünyesinde sigorta acenteliği yapan sanıkların tahsil ettikleri sigorta primlerini sözleşmede belirtilen sürede katılan şirkete göndermeyip uhdelerinde tutmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri iddia ve kabul olunan somut olayda;
Sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanıkların müşterilerden tahsil edilmeyen prim borçlarının katılan şirket tarafından kendilerine borç olarak yazılıp bu kapsamda icra takibi yapıldığı ve açılan itirazın iptali davasında da yalnızca katılan şirket kayıtları temel alınarak düzenlenen bilirkişi raporuna dayanarak mahkûmiyet hükümleri kurulduğu, acentenin mali durumunun bozulduğu zamanlarda bile arada prim ödemeleri yapılmaya devam edildiği, ödemelerin bir bölümünün sigorta müşterilerince verilen çek ve senetlerin katılan şirkete gönderilmek suretiyle yapıldığının savunulması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; katılan şirket ile sanıkların acentesindeki tüm kayıt, defter ve belgelerin temin edilerek hangi tarihten itibaren hangi sigorta sözleşmelerinde tahsil edilmiş olmasına karşın ödenmemiş prim alacağı olduğu, bu prim alacaklarının hangilerinin 01.06.2005 tarihinden önce veya sonra tahakkuk ettiği, prim alacaklarından hangilerinin sanıklarca katılan şirkete çek senetle ödendiği konusunda sözleşmede sanıklarca mahsup edilecek komisyon ve benzeri diğer gider kalemleri de dikkate alınarak bilirkişi kuruluna yaptırılacak kapsamlı ve ayrıntılı araştırma sonucuna dayalı rapor düzenlettirilmek suretiyle sanıklar tarafından tahsil edilmiş olmasına karşın süresinde katılan şirkete ödemesi yapılmamış bir prim borcu olup olmadığının böylelikle saptanmaya çalışılması; yine,
şirketin mali durumunun bozulduğu tarihlerde ara sıra ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılarak böyle bir durumun varlığı halinde sanıkların güveni kötüye kullanma suçu işleme kasıtlarının bulunup bulunmadığının tartışılması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi,
2- Kabule göre ise;
a) Sigorta acentesinde her türlü tahsilat ve ödeme konusunda sanık Erkan’ın tek yetkili olarak atandığı ve diğer sanık ...’in bu konuda herhangi bir yetkisi bulunmadığı halde, sanığın eylemlere nasıl iştirak ettiği konusunda yeterli gerekçe gösterilmeden sanık ...’in de hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği kabul edilerek mahkûmiyet hükmü kurulması,
b) Kısa kararda sanıklar hakkında 1000 gün birim adli para cezası belirlendikten sonra TCK’nın 52. maddesi uyarınca 20-100 TL arasında belirlenecek 1 gün karşılığı adli para cezası ile çarpılarak sonuç adli para cezası ve taksitlendirme konusunda bir hüküm kurulmamışken, gerekçeli kararda sehven böyle bir durumun oluştuğu belirterek birim adli para cezası günlüğü takdiren 20 TL’den yapılan hesaplamayla sonuç adli para cezası saptanıp daha sonra bu miktarın taksitlendirilmesine karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkiye neden olunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.