23. Hukuk Dairesi 2014/6384 E. , 2014/7956 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2013
NUMARASI : 2007/165-2013/304
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 05.03.2014 gün ve 2013/7738 Esas, 2014/1621 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi müdahil davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arsa sahibi O.. Ö.. arasında imzalanan 21.11.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, inşa edilecek 6 daireden 3 dairenin müvekkili yükleniciye ait olacağının ve arsa sahibine 2 adet tam daire ve 1 adet natamam dairenin teslim edileceğinin, natamam dairedeki iç imalatların müvekkili yüklenici tarafından tamamlanacağının ve karşılığının davalı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen, davalının kat irtifakını kurmadığını ve müvekkiline düşen daireleri vermediğini, ayrıca yarım daire için harcanan 16.000,00 TL imalat bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, kat irtifakı kurulması yönünden müvekkiline yetki verilmesini, sözleşmeye göre müvekkiline düşen 3 adet dairenin tapuda adına tescilini, yarım daire için yapılan 16.000,00 TL imalat bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Müdahil davacı F.. M.. vekili, müvekkilinin, davalı arsa sahibi O.. Ö.. ile aynı parsel için daha önce arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapan dava dışı yüklenici İbrahim Yaman"dan bir daire satın aldığını, İbrahim Yaman"ın inşaatı yarım bırakması üzerine arsa sahibi O.. Ö.."ın sözleşmeyi feshettiğini, ancak arsa üzerindeki yarım inşaatın müvekkilinin parası ile yapıldığını, müvekkilinin yeni yüklenici davacı S.. K.. ile de görüşme yaparak bir miktar daha para ödeyip kendisine satılan daireye oturduğunu, müvekkilinin iyiniyetle daire satın aldığını, borcunu ödediğini ve önceki yüklenicinin haklarına halef olduğunu, taraflar arasında sonradan yapılan sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürerek, taşınmaz üzerinde kat irtifakının kurulmasını, müvekkilinin oturmakta olduğu dairenin adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı yüklenici inşaatı tam olarak bitirmediği için tapu verilmesinin mümkün olmadığını 27.09.2010 tarihli oturumda savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile 3 adet bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, 16.000,00 TL"nin tahsiline, müdahil davacının davasının reddine dair verilen karar, davalı ve müdahil davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 05.03.2014 tarih ve 2013/7738 E., 2014/1621 K. sayılı ilamıyla, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde yüklenici ve ondan temlik ile bağımsız bölüm satın alan şahısların arsa payına hak kazanabilmeleri için yüklenicinin inşaatı sözleşme ve eklerine, tasdikli projesine, imara, fen ve tekniğine uygun biçimde tamamlayıp arsa sahibine teslim etmesi, yani edimini ifa etmiş olması gerektiği, dosya kapsamına göre, dava dışı ilk yüklenici İ.Y."ın edimini ifa etmeden inşaat henüz %40 seviyesinde iken, inşaat alanını terk ettiği ve buna bağlı olarak, adı geçen yüklenici ile davalı arsa sahibi arasındaki 15.10.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshedildiğinin anlaşıldığı, bu durumda ilk yükleniciden yazılı temlik ile daire alan müdahil davacının tescil talebinin kabulü mümkün olmadığı, davacı ikinci yüklenici ile davalının, yaptıkları sözleşmede, ilk yüklenici ve ondan bağımsız bölüm alan müdahil davacı yararına taahhüt altına girmedikleri, mahkemece, bu gerekçelerle müdahil davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, aynı sonuca dava dışı önceki yüklenicinin yaptığı imalatın bedeli ile tescili istenen bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle rayiç değerinin karşılaştırılması ve sonucuna göre müdahil davacının tescil isteme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle varılması isabetsiz ise de, kararın sonucu itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle müdahil davacının temyiz itirazlarının reddi ile, davalı tarafça hangi delillere dayanıldığı açıklanmadığına ve delilleri hasredilmediğine ve mahkemece HUMK"nın 200/son madde hükmü uyarınca delillerini bildirmesi için kesin süre verilmediğine ve delilleri hasretmesi istenilmediğine göre, tamamlanmış işlem çerçevesinde davalı yararına kazanılmış hakkın oluşması nedeniyle son celsede de yemin deliline dayanılmasının mümkün olup mahkemece, 16.000,00 TL"lik ödeme konusunda davalı vekilinin yemin teklifi ile ilgili işlem yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilerek, diğer temyiz itirazları incelenmeksizin davalı yararına bozulmuştur.
Müdahil davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahil davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 09.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.