Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14596
Karar No: 2016/11093
Karar Tarihi: 14.12.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/14596 Esas 2016/11093 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/14596 E.  ,  2016/11093 K.

    "İçtihat Metni"

    ....

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, çekişme konusu 1808 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı daire ve Zemin bağımsız bölüm 8 ve 9 numaralı işyerlerinin davalı ile ortak mirasbırakanları adına kayıtlı olduğunu, davalının daire ve dükkanları uzun süredir kiraya vermek suretiyle haksız olarak kullandığını, davalıya ..... 22. Noterliğinden 01.08.2013 tarihinde ihtarname gönderdiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek, ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, muristen intikal eden 5 daire iki dükkan bulunduğunu, bunlardan bir dairenin tarafların annesi . ... tarafından kullanıldığını, birisini kendinin birisini davacı ... tarafından kullanıldığını birinin yine .... tarafından işgal edilmekte olduğunu, davacının kullandığı dairenin değeri ve getirisinin diğer dairelerden çok yüksek olduğunu, 1 nolu dairenin 15.1.2011 tarihinde 9 nolu işyerinin ise 15.1.2011 tarihinde kiraya verildiğini,8 nolu dairede muristen kalan eşyalar bulunduğundan kiraya verilmediğini taraflar arasında açılan iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi ve ortaklığın giderilmesi davalarının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise davacının oturduğu daire dışında kullandığı ... .... dairenin 35 aylık kira bedeli tutarının 42.000 TL olduğunu, bu tutardan payına isabet eden miktarın 15.750 TL olduğunu, yine davacı karşı davalı tarafından dükkanın kira getirisinin aylık 2.000 TL olduğunu, murise ait şirketin murisin ölüm tarihinde 55.430 TL tutarında stok malı bulunduğunu bu tutardan payına isabet eden tutarın 20.786 TL olduğunu, binanın kanalizasyon yenilenmesi için ödenen 3.500 TL dan 6 bağımsız bölüme 2.333.34 TL olduğunu ödemenin tamamının davalı karşı davacı tarafından yapıldığını bu ödemeden payına isabet eden tutarın 875,00 TL olduğunu 2010 yılında terekeye ait emlak vergisinin kendisi tarafından ödendiğini 612.00 TL tutarındaki vergiden davacı karşı davalının 3/8 payına düşen tutarın 229.65 TL olduğunu bu şekilde davalı karşı davacının alacak tutarının 84.890.65 TL olduğu şimdilik 10.000 TL nın ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece iddianın ispatlandığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar davalı karşı davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    ./..
    -KARAR-

    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davaya konu edilen mirasbırakan . ... adına kayıtlı taşınmazlardan, 8 numaralı bağımsız bölüm dışındaki taşınmazların davalı tarafından kiraya verilerek ve bizzat kullanılarak tasarruf edilmesine rağmen davacıya yasal miras payına karşılık bedel ödenmediği saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılar-karşı davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine
    Davalı, karşı davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Hemen belirtilmelidir ki, davaya konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
    Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
    Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)



    ../...



    25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
    Somut olaya gelince; davalı karşı davacı dilekçesinde tanık deliline de dayandığını bildirmiştir. Ancak el atma olgusu haksız fiil olduğu ve tanık dinlenmesi mümkün olduğu halde mahkemece davalı karşı davacıdan tanıklarını bildirmesi istenmemiştir.
    Hâl böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda davalı karşı davacının tanıklarının sorulması, kimlik ve adresleri bildirildiği ve ücretleri karşılandığı taktirde tanıkların dinlenilmesi, davalının, 8 numaralı taşınmazı tasarrufunda bulundurup bulundurmadığı ve davacının tasarrufuna engel olup olmadığının saptanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davalı tarafın temyiz itirazı bu yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi