15. Hukuk Dairesi 2019/2001 E. , 2019/5117 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş, duruşma talebi kabul edilerek 03.12.2019 tarihinde yapılan duruşmaya davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesi ilişkisi nedeniyle verilen avans teminat mektubunun paraya çevrilmesi nedeniyle bedelinin paraya çevrilme tarihinden itibaren %94,50 oranındaki faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüyle 724.596,87 TL’nin 16.08.2012 tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %94,50 temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Görevli ve yetkili ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, yasal süresi içerisinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp bir isabetsizlik bulunmaksızın karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Teminat mektubunun verildiği ve paraya çevrildiği tarihte yürürlükte bulunan 818
sayılı BK’nın 101, dava tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi hükmü gereğince bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp alacaklarının usulüne uygun temerrüt ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmüş yada alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması gerekir. Somut olayda, BK’nın 117. maddesinin ikinci fıkrasındaki haller söz konusu değildir. Yine teminatın irat kaydedilmesi ve paraya çevrilmesi davalı borçluyu temerrüde düşürür nitelikte bir işlem değildir. Kesin vade bulunmadığı gibi davacı tarafından usulüne uygun ihtarla talep edilmek suretiyle davalı borçlu temerrüde de düşürülmemiştir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 27.10.2014 gün 2014/4347 Esas, 2014/6087 Karar sayılı ilamı)
Yanlar arasındaki ilişki ve sözleşmede tarafların temerrüdü halinde uygulanması kararlaştırılan temerrüt faiz oranı bulunmamaktadır. Davacının uygulanmasını istediği yıllık %94,50 oran, kararlaştırılan temerrüt faizi olmayıp davacının avans teminat mektubunu veren bankaya aldığı teminat mektubu ve kredi için ödemek zorunda kalacağı komisyon ve gider karşılığı dava dışı bankayla kararlaştırılan faiz oranıdır. Davacının dava dilekçesindeki talebi temerrüt faizi olup faizi aşan zarara ilişkin bu şekilde bir talebi bulunmamaktadır. TBK’nın 120. maddesi hükmünce temerrüt faizinin bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşülmesi halinde uygulanması gerekir. Somut olayda davalı tarafça paraya çevrilip irat kaydedilen avans teminat mektubu bedelinin istirdadı talep edildiğinden davacının dava dışı bankaya ödediği veya ödeyeceği komisyona ilişkin faiz oranının talep edilmesi mümkün olmayıp davacının tacir ve işin ticari işletmesiyle ilgili ticari iş olması sebebiyle 3095 sayılı kanunun 2/II. maddesindeki avans faiziyle birlikte tahsilinin istenebileceğinin kabulü gerekir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 23.06.1988 gün 1988/2318 Esas, 1988/2412 Karar sayılı ilamı).
Bu durumda mahkemece davanın istirdadını talep etmekte haklı olduğu 724.596,87 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu teminat mektubunun paraya çevrilmesi tarihinden itibaren ve davalının dava dışı bankaya ödediği komisyon faizi oranında faiziyle birlikte tahsil kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün davalı yararına BOZULMASINA, 2.037,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 11.12.2019 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.