17. Hukuk Dairesi 2014/18966 E. , 2017/1964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili ve dahili davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacı ..."ın idaresindeki araca çarpmasıyla oluşan kazada, bir kısım davacılar murisi ..."nin öldüğünü ve bir kısım davacıların da yaralandığını, davalı sürücünün kazada tam kusurlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla; davacı ..., ..., ... ve ... için 250,00"şer TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile 15.000,00"er TL. manevi tazminatın, davacı ..., ... ... ve ... için 2.000,00"er TL. manevi tazminatın, olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş; 01.08.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, davacı ... için maddi tazminat taleplerini 31.090,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar ve dahili davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı ... A.Ş. hakkındaki davadan feragat edildiğinden, bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına; davacı eş ... için 2.365,92 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile 10.000,00 TL. manevi tazminatın, davacı ..., ... ve ... için 10.000,00"er TL. ile davacı ..., ... ve Gürhan için 2.000,00"er TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ve dahili davalılardan müteselsilen tahsiline; davacı ..., ... ve ..."un destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin, desteklik şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili ve dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, ceza yargılaması kapsamında alınan, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporundaki kusur belirlemesinin benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, kazada ölen ...."nin çocukları olan ..., ... ve ..."nun yaşları itibariyle, ölenden destek alamayacakları kabulüyle maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, ayrıca, davacı ..., ..., ... ve ... için manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56. maddesindeki (eski BK md. 47) özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davacılar vekili ile dahili davalılar vekilinin, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı ... A.Ş. tarafından, yargılamanın devamı sırasında, davacı ..."a destekten yoksun kalma tazminatı ödenmiş olması nedeniyle, davacı vekilinin 13.11.2006 tarihli beyan dilekçesiyle, bu davalı hakkındaki davadan feragat ettiği; mahkemenin de davalı sigortacı hakkındaki feragat nedeniyle, bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmettiği görülmektedir. Davacı vekilinin beyan dilekçesinin, davalı sigortacı tarafından yapılan ödemeyi bildirmeye ve yargılama sırasında davanın konusuz kalmasına yönelik olmadığı; mahkeme tarafından da davadan feragat olarak kabul edildiğine göre; davanın konusuz kalması halinde verilecek olan "davanın esası hakkında karar verilmesine yer
olmadığı" kararı değil feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken; davalı sigortacı hakkında, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Davacı ... için, eşinin ölümünden dolayı destekten yoksun kalma alacağının belirlenmesi bakımından alınan, 06.06.2013 tarihli aktüerya uzmanı raporundaki görüş doğrultusunda, davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin hükme esas aldığı rapor incelendiğinde; davacı ..."a davalı ... tarafından yapılan ödeme nedeniyle, davacının bu davalı hakkındaki davasından feragat ettiği, poliçedeki limitin 50.000,00 TL. olduğu, davacının feragat ile poliçe limitinin tamamı için davalılardan tazminat talep hakkını kaybedeceği, sigortacı hakkındaki feragatten diğer davalıların da yararlanacağı, bu nedenlerle davacı ... için hesaplanan tazminattan 50.000,00 TL"nin düşülmesi sonucu davacının bakiye tazminat alacağının 2.365,92 TL. olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmektedir. Mahkemece benimsenen rapordaki değerlendirmeler kısmen hatalı olup hukuki değerlendirme ve uyulanacak yasa maddelerinin belirlenmesi mahkemeye aittir. (BK 141-142-145-147 md)
Davalı ... A.Ş, davalı araç maliki ..."a ait aracın trafik sigortacısı olup, poliçe ile bu davalıya düşen hukuki sorumluluğu üstlenmiştir. Anılan davalıların sorumlulukları, araç işleteni olma ve araç işletenine düşen hukuki sorumluluğu teminat altına alma sebeplerine dayanmaktadır. Davalı sigortacı hakkındaki feragatten, BK. müteselsil sorumluluğu düzenleyen madde hükümlerine göre sigortacının sorumluluğunu üstlendiği araç işleteninin de yararlanması gerekeceği açıktır. Bu itibarla, davalı ... (mirasçıları) yönünden yapılan değerlendirme yerindedir. Ne var ki, araç sürücüsü olan ..."ın sorumluluğu, 6098 sayılı TBK"nun 49. maddesinde (818 sayılı BK"nun 41. md.) düzenlenen haksız fiil sorumluluğudur. Bu davalının sorumluluğunun, davalı araç maliki ile sigortacısından ayrı değerlendirilmesi, davalı sigortacının davacı ..."a fiilen ödediği bedel olan 21.275,00 TL. kadar bu davalının da sorumluluktan kurtulacağı, davalı sürücünün poliçe limiti kadar sorumluluktan kurtulmasının mümkün olmayacağının gözetilmesi gerekir.
İfade olunan nedenlerle; davacı ... için hesaplanan maddi tazminattan davalıların sorumlulukları belirlenirken, sorumluluklarının ayrı hukuki sebeplerden doğduğu gözetilerek; davalı sürücü Şenol"un sorumlu olacağı maddi tazminat miktarı belirlenirken, davacı ..."a sigortacının fiilen ödediği miktar kadar tazminattan indirim yapılarak, bakiye miktar için davalı ..."un sorumluluğuna hükmedilmesi
gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın davacı ... yararına bozulması gerekmiştir.
4-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacı ..., ... ... ve ..."ın yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, toplam 6.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kabulüne karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, davacıların alınan doktor raporlarına göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmış olmaları nedeniyle zararın hafifliği göz önünde bulundurularak, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın, dahili davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
5-Davalı ..."ın temyiz talebi yönünden; davalı tarafından, mahkemece verilen 30.12.2013 tarihli kararla ilgili temyiz dilekçesinin, HUMK"nun 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal sürede verildiği, davalının temyiz başvurusu yaparken temyiz yoluna başvuru harcı ile birlikte 25,20 TL. maktu temyiz karar harcı yatırdığı ve davalının
temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedildiği, davalının temyiz karar harcını eksik yatırmış olması nedeniyle eksik harcın 7 günlük kesin sürede yatırılması, aksi halde temyiz isteminden vazgeçmiş sayılacağı ihtarını içeren muhtıranın, davalıya 05.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalının harç ikmalini yapmadığı görülmektedir.
HUMK"nun 434/3 (yeni 6100 sayılı HMK’nin 344. maddesi) maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin uygulanmasına rağmen, davalının 7 günlük kesin sürede eksik temyiz karar harcını yatırmamış olması karşısında; davalının temyiz isteminin reddi yönünde mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, davalının, kesin sürede eksik temyiz karar harcını ikmal etmemiş olması nedeniyle temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve dahili davalılar vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar yararına; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, dahili davalılar yararına BOZULMASINA; (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ..."ın temyiz isteminin, mahkemece verilen kesin sürede eksik temyiz karar harcını ikmal etmemiş olması nedeniyle REDDİNE; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara, dahili davalılara ve davalı ..."a geri verilmesine 27/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.