19. Hukuk Dairesi 2014/82 E. , 2014/4507 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 15/04/2013
NUMARASI : 2012/335-2013/145
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı (temlik alan) vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, müvekkillerinden A.. A.. ile davalı B.. Teks. San. ve Tic. A.Ş. arasında 1.300.000 Euro bedelli 15/09/2005 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların da bu sözleşmeyi müşterek borçlu, müteselsil kefil olarak imzalamış olduklarını, kredi borçlarının süresinde ödenmemesi üzerine ihtarname gönderilerek, davalıların temerrüde düşürüldüğünü, buna rağmen borç ödenmeyince icra takibi yapıldığını, davalı şirketin borcun aslına ve ferilerine, diğer davalıların ise asıl alacağa, işlemiş faize, BSMV"sine ve çeklerden dolayı talep edilen 26.600,00 TL sorumluluk tutarı ile 41.500,00 TL meri teminat mektubu bedellerinin depo edilmesine itiraz ettiklerini, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı borçlu şirketin borcundan dolayı alınmış olunan ipotek bedelinin davalı şirket yönünden talep edilen miktardan düşülerek davalı şirket hakkında 46.467,52 TL üzerinden takip yapıldığını, istenen faiz oranının doğru olduğunu belirterek itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili şirketin borcunun teminatı olarak Bursa Osmangazi İlçesi, G.. Mah. 1.. ada 2.. nolu parselin 25/08/2005 tarihinde 600.000,00 TL limitli olarak davacı banka lehine ipotek verildiğini, davacı banka tarafından gönderilen ihtarnamede 20/04/2010 tarihi itibari ile krediden doğan alacağın 500.772,05 TL olduğunun beyan edildiğini, yapılan icra takibinde ise asıl alacak olarak 501.744,43 TL gösterildiğini, bu asıl alacağa %38 oranında temerrüt faizi uygulanmasının talep edildiğinin görüldüğünü, ödeme emrinin müvekkili şirkete 20/06/2011 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine takibe itiraz edilerek alacaklı bankanın talep ettiği alacak miktarının teminat kapsamı içinde olduğunun belirtildiğini, bu itiraz üzerine takibin durduğunu, İİK."nun 45. maddesine göre itirazın yerinde olduğunu, ipotek limiti 600.000,00 TL olduğundan talep edilen 501.744,43 TL asıl alacağın bu miktarın içerisinde kaldığını, diğer müvekkilleri yönünden ise davacı bankanın göndermiş olduğu ihtarnamenin bu davalılara ulaşmadığını, bu sebeple temerrüde düşmediklerini, temerrüde düşmediklerinden dolayı temerrüt faizi talep edilemeyeceğini, icra dosyasının incelenmesinden müvekkili şirkete gönderilen ödeme emri ile diğer müvekkillerine gönderilen ödeme emrinin farklı düzenlendiğinin anlaşıldığını, ihtarnamede talep edilen asıl alacak ile takipte talep edilen asıl alacak arasında 972,38 TL fark bulunularak takipte daha fazla talepte bulunulmuş olduğunu, ayrıca talep edilen 72.974,37 TL temerrüt faizi ve gider vergisinden sorumlu olmadıklarını, depo talebinde bulunulan çek bedellerinden müteselsil kefillerin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bunun ayrı bir sözleşmenin konusu olabileceğini, teminat mektubu bedellerinin depo edilmesi talebinin yeni bir teminat isteme anlamında olduğunu, bunun da kefillerden istenemeyeceğini, ayrıca talep edilen %66 oranındaki temerrüt faizi oranının müvekkili şirkete gönderilen ödeme emrinde %38 olduğunu, bu sebeple faiz oranına yapılan itirazın da haklı olduğunu, depo talepleri muaccel hale gelmiş bir alacak olmadığından ipotek kapsamında değerlendirilemeyeceğini savunarak davanın reddi ile %40 oranında haksız takip tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalıların Bursa 2. İcra Müdürlüğü"nün 2010/11871 esas sayılı icra dosyasına yaptıkları itirazlarının, 72.974,37 TL işlemiş faiz, 3.648,72 TL temerrüt faizinin %5 BSMV"sinden davalılar H.. K.., M.. D.. ve M.. B.. sorumlu olmak üzere, tazmin edilen teminat mektubu bedelleri yönünden 26.600,00 TL asıl alacak, 5.608,16 TL işlemiş temerrüt faizi, 280,40 TL temerrüt faizinin %5 BSMV"si ile 26.600,00 TL asıl alacağa 27/10/2011 dava tarihinden tahsil gününe kadar yürütülecek değişen oranlar dikkate alınarak yıllık %66 temerrüt faiz oranı ve bu faizin %5 BSMV"si ile birlikte davalılar B.. A.., H.. K.., M.. D.. ve M.. B.. sorumlu olmak üzere, 48,05 TL ihtiyati haciz masrafı, 175,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücretinden tüm davalılar sorumlu olmak üzere itirazın sınırlı olarak iptaline, fazlaya ait istemin reddine, 41.500,00 TL çek sorumluluk bedelinin tamamından davalılar H.. K.., M.. B.., M.. D.., 12.745,82 TL"sinden davalı B..Tekstil Tic. A.Ş. sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacı bankanın faiz getirmeyen bir hesabında depo edilmesine, davalı B.. Teks. A.Ş. yönünden icra inkar tazminatı isteminin reddine, davalılar H.. K.., M.. D.. ve M.. B.. yönünden kabul edilen miktarın %40"ı üzerinden hesap edilen 57.889,24 TL icra inkar tazminatının davalı H.. K.., M.. D.. ve M.. B.."dan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, mahkeme kararı davalılar yararına hükmedilen vekalet ücreti yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
(1) İtirazın iptali davası açılmasının koşullarından biri de süresinde takibe itiraz edilmesidir. Somut olayda davalı H.. K.."ın yedi günlük itiraz süresi geçtikten sonra takibe itiraz ettiği ve böylece hakkındaki takibin kesinleştiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Kesinleşen icra takibine karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olduğundan mahkemece re"sen gözetilmelidir. Bu hususun gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
(2) Davacı vekilinin temyizi kısmen red sebebi ile davalılar yararına hükmedilen vekalet ücretine yöneliktir. Davalılar yararına hükmedilen vekalet ücretinin hangi miktar üzerinden ne şekilde hesaplanıp takdir edildiği, yerel mahkeme kararında bu konuda açık ve net bir gerekçeye rastlanmadığından anlaşılamamıştır. T.C. Anayasası"nın 141/3 ve 6100 sayılı HMK"nın 297. maddelerine göre mahkeme kararlarının gerekçeli olması asıldır. Gerekçe, kararın Yargıtay tarafından denetlenebilmesi açısından da önemli bir unsurdur. Bu durumda mahkemece, davalılar yararına hükmedilen vekalet ücretinin ne şekilde hesaplandığı, hangi miktar üzerinden takdir edildiği konularında açık ve net bir gerekçe gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bendlerde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,
peşin harcın istek halinde iadesine, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.