7. Ceza Dairesi 2014/5866 E. , 2015/10178 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 Sayılı Yasaya Muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanığın mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanık hakkında TCK 53/1-c maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilirken alt soy harici kişiler yönünden ise anılan hak yoksunluğunun infaz tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince, hükmün hak yoksunluklarına ilişkin fıkraya ‘’53/1-c fıkrasında hak yoksunluklarından alt soyu dışındakiler yönünden infaz tarihine karar yoksun bırakılmasına’’ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Nakil aracı iadesine yönelik yapılan incelemede,
Sanığın alınan savunmasında davaya konu aracı arkadaşından emanet aldığını beyan etmesi karşısında,aracın iyi niyetli 3. kişiye ait olup olmadığının tespiti bakımından; fiilen kim tarafından kullanıldığının kolluk marifetiyle araştırılması, ruhsatta araç sahibi olan ...’nun sürücü belgesinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, geçmişe yönelik olarak varsa bu aracın sürücüsü olarak sanık hakkında trafik kurallarına aykırılıktan verilmiş para cezası bulunup bulunmadığı araştırılması ile ...’nun celbedilerek konu hakkında bilgisine başvurulması sonucunda oluşan duruma göre aracın iyi niyetli 3.kişiye ait olup olmadığı belirlendikten sonra müsaderesine ya da iadesine karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.02.2015 günü,düzelterek onama kararı yönünden oy birliği ile bozma kararı yönünden oyçokluğu ile karar verildi.
Muhalif
KARŞI OY
Sanık tarafından kaçak sigara naklinde kullanılan aracın, "özel olarak hazırlanmış gizli tertibat içinde bulunmaması, taşıma aracı yüküne göre miktar veya hacim bakımından tamamını veya ağırlıklı bölümünü oluşturmaması, kaçak eşyanın yasak veya zararlı eşyadan olmaması, eşyanın naklinin mutlaka bu aracın kullanılmasını gerekli kılmaması’’ gerekçesiyle mahkemesince iadesine karar verilmiş olup sayın çoğunluk ise nakil aracının iyiniyetli 3. kişiye ait olup olmadığı yönünde araştırma yapılması için nakil aracının iadesine yönelik hükmü bozmuştur.
Yerel mahkeme hükmü sadece sanık tarafından temyiz edilmiştir. Aleyhlerinde temyiz yoktur.
CMUK"nun 326. maddesi son fıkrası aleyhe temyiz olmadığı takdirde, yeniden verilecek hüküm önceki hükümle verilen cezadan ağır olamaz hükmünü amirdir.
Çoğunluk görüşüne göre her ne kadar zoralımın güvenlik tedbiri olduğu, ceza niteliği olmadığından aleyhe bozma yasağına konu olamayacağından söz edilmekte ise de; mahkemece iadesine karar verilen eşya bizatihi yasak nitelikte yasalar gereği zoralımı zorunlu bir eşya olmayıp, kaçak eşya naklinde kullanılan taşıma aracıdır. Aracın kendisi kaçak olmayıp, yasa dışı yollardan elde edildiğine dair de hiçbir belge yoktur. Bu nitelikteki bir aracın zoralımı, sanığın mülkiyet hakkını sonlandıran ceza niteliğini taşıyan bir karardır. Zoralımın, ceza yasasında güvenlik tedbirleri bölümünde düzenlenmesi her koşulda güvenlik tedbiri olduğu şeklinde yorumlanmamalıdır. Olayımızda olduğu gibi zoralım kararı, sanık yönünden ceza gibi sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle de hukuki niteliği güvenlik tedbiri olarak yorumlanmaz. Sanık hakkının ihlali anlamına gelir.
Aleyhe bozma yasağının bir amacı da, sanıkların temyiz yasa yoluna başvurmaktan korkmamasını sağlamak, hak arama özgürlüğünün önünü açmaktır.
Anayasamıza göre T.C hukuk devletidir.
Hukuk devleti, devlet organlarının tüm eylem ve işlemlerinde hukuka uygun davranan devlet olarak ta tanımlanmaktadır.
CMUK"nun 326. maddesi son fıkrasının dar yoruma tabi tutularak, aleyhe değiştirmeme ilkesinin mutlak surette ve sadece verilen ceza miktarı ile sınırlı tutularak, sanık aleyhine sonuçlara yol açmak ceza ve usul yasalarının temel esprisine aykırı olup, hukuk devleti ilkesini de zedeler niteliktedir.
Suçta kullanılan nakil vasıtasının aleyhe temyiz olmadığı halde bozulması, sanık yönünden bozmaya uyulduğu taktirde önceki hükümden çok daha ağır hukuksal sonuçları doğuracağı açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı nakil aracına yönelik bozma kararına katılmıyorum.