20. Hukuk Dairesi 2019/6443 E. , 2020/2598 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın Ankara Merkez Şubesi tarafından Kahramanmaraş ilinde faaliyet gösteren ... Kağıt Tekstil Tic. ve San. A.Ş., ... Tic. ve San. İşl. A.Ş., ... San. Yat. Tic. ve San. Ltd. Şti., .... Tekstil San. ve Tic. A.Ş. firmalarına 31/03/1997, 30/05/1997 ve 03/11/1997 tarihli kredi sözleşmeleri ile toplam 27.000.000-DEM (Alman Markı) tutarında kredi açıldığını, kredi sözleşmelerinin şirketlerin yetkilisi ... tarafından imzalandığını, söz konusu krediler kullandırılmadan evvel şirketlerin gayrimenkulleri üzerine teminat olarak ipotek tesis edileceğinden gayrimenkuller üzerinde takyidat olup olmadığının araştırıldığını, Kahramanmaraş 2. Bölge Tapu Müdürlüğünden alınan 30/01/1997 tarih ve 177, 24/02/1997 tarih ve 243, 25/09/1997 tarih ve 1216 sayılı yazılar ile "kredi borçluları şahıslar/şirketler adına kayıtlı olduğu belirtilen gayrimenkuller üzerinde herhangi bir haciz, ipotek ve benzeri bir takyidat bulunmadığı" hususunun müvekkili bankaya bildirildiğini, belirtilen yazıların Tapu Müdürü sıfatıyla ...ve ... tarafından imzalandığını, Tapu Müdürlüğünün yukarıda anılan yazıları üzerine; Şeyhadil mahallesinde kain, 462 ada 58 sayılı parselde kayıtlı İdrofil Pamuk Fabrikası müştemilatı ve arsası, 462 ada 60 sayılı parselde kayıtlı fabrika binası ve arsası, 462 ada 59 sayılı parselde kayıtlı fabrika binası ve arsası, Yenişehir mahallesinde, 594 ada 96 sayılı parselde kayıtlı fabrika binası ve arsası, 245 ada 105 sayılı parselde kayıtlı 12 Şubat Apartmanının 1, 2, 3, 5, 6, 10, 11, 12, 13, 14 ve 17 no.lu bağımsız bölümleri üzerine 31/03/1997 tarih ve 1395 yevmiye numarasıyla müvekkili banka lehine 1. dereceden 2.400.000.000.000 ETL. tutarında ipotek tesis edildiğini, ipotek belgelerinin Tapu Müdürü ... ve yardımcısı ..., borçlular adına ... ve banka şube yetkililerince imzalandığını, daha sonra aynı gayrimenkullerin tamamı üzerine 30/05/1997 tarih ve 2307 yevmiye numarası ile müvekkili banka lehine 2. dereceden 3.960.000.000.000-ETL. tutarında ipotek tesis edildiğini ve ipotek belgelerinin yine aynı kişilerce karşılıklı olarak imzalandığını, son olarak Yenişehir mahallesi 641 ada 55 ve 56, 594 ada 119 parsel sayılı arsalar, 594 ada 106 parsel sayılı tarla, Şeyhadil mahallesi 463 ada 1, 462 ada 22 parsel sayılı tarlalar üzerine 31/10/1997 tarih ve 4984 yevmiye numarası ile müvekkili banka lehine 1. dereceden 1.650.000.000.000-ETL. tutarında ipotek tesis edildiğini, ipotek belgelerinin Tapu Müdürü ...ve yardımcısı ..., Ökkeş Uncu ve banka şube yetkililerince imzalandığını, firmalardan ayrıca kefalet de alınarak kredilerin kullandırıldığını, kredilerin geri ödenmemesi üzerine borçlu şirketlerin birçok haciz işlemine maruz kaldığının, iflaslarının istenildiğinin 1997 yılının sonlarında öğrenilmesi üzerine, 07.01.1998 tarihinde Kahramanmaraş Şubesince 2. Bölge Tapu Müdürlüğüne yazı yazılarak banka lehine ipotekli olan taşınmazlar üzerindeki takyidatların istenildiğini, gayrimenkuller üzerinde Halk Bank A.Ş"ye ait ipoteklerin bulunmadığının, aksine pek çok banka ve kuruluşa ait çok sayıda ipotek bulunduğunun tapu müdürlüğünün 08.01.1998 ve 09.01.1998 tarihli yazısı ile Bankaya bildirildiğini, böylelikle ipotek belgelerinin tasdikli örneklerinin müvekkili bankaya verilmesine
rağmen tapu kütüğüne ipotek şerhlerinin kaydedilmediğinin ve tapu kayıtlarında ipoteklerinin mevcut olmadığının öğrenildiğini, bunun üzerine borçlu şirket yetkilileri ....ve 2. Bölge Tapu Müdürlüğünde müdür ve müdür yardımcıları olarak görevli ..., ....b hakkında ayrı ayrı Kahramanmaraş Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde dolandırıcılık, görevi kötüye kullanmak ve resmi evrakta sahtecilik suçlarından kamu davaları açıldığını ve yapılan yargılama sonunda 21/06/2005 tarihinde haklarında mahkumiyet kararı verildiğini, tapu memurlarının ceza mahkemesi önündeki ifadelerinde sahte ipotek tesisi işlemlerine dair resmi evrakta sahtecilik suçunu bilerek ve isteyerek işlediklerini ve kendilerine maddi çıkar sağlama amacı ile yaptıklarını beyan ettiklerini, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin kusursuz sorumlu olduğunu beyan ederek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; 8.010.000,00-TL. tazminatın sahte ipotek tesis edilme tarihlerinden itibaren işleyecek müvekkili bankaca uygulanan değişen oranlardaki ticari temerrüt faiziyle Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, davacının süresinde tapu düzeltim davası açmayarak zararın oluşmasına neden olduğunu, yapılan tüm işlemlerde bankanın da imzasının bulunduğunu, davacının banka olup ipotek işlemlerini bizzat hazırladığını, bu hazırlığı yapmadan önce taşınmazlar üzerindeki takyidatları görebilecek durumda olduğunu, davacının kendi kusuruyla oluşan zarar nedeniyle kusursuz sorumluluk nedenine dayanarak Hazineye dava açmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; Kahramanmaraş Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığının 21/06/2005 gün ve 1998/89 E. - 2005/188 K. sayılı kararıyla Kahramanmaraş 2. Bölge Tapu Müdürlüğünde çalışan müdür ve müdür yardımcıları hakkında dava dilekçesinde belirtilen eylemleri sabit görülerek mahkumiyet kararı verildiğinden, memurun hukuka aykırı eylemi ile zarar arasında illiyet (nedensellik) bağının bulunduğu, tapu memurlarının sahte belgeler tanzim ederek kredi borçluları ile işbirliği içerisinde hareket ettikleri, ipotek akitlerini tapu siciline şerh etmeyerek davacı bankanın zararına sebep oldukları, tapu sicilinin düzeltilmesi ve ipoteklerin tescili talebiyle açılan davaların Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/573 E. ve Kahramaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/169 E. sayılı davalarıyla reddedilerek kesinleştiği, sicilin düzeltilmesi imkanının bulunmadığı, kredi borçluları hakkında yapılan iflas takiplerinde davacı bankanın alacağının tahsil edilme imkanın kalmadığı ve davacı bankanın alacağının aciz vesikasına bağlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 8.010.000,00-TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının gerektiği şekilde tutulmaması sebebiyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Davalı firmalara kullandırılan krediler karşılığında tesis edilmek istenen ipotekler tapuya işlenmediğinden davacı bankanın TMK"nın 1025. maddesi uyarınca tapu sicilindeki kaydın düzeltilmesi istemiyle Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/573 E. - 2009/424 K. sayılı dosyası üzerinden açtığı davada mahkemece; ipotek işlemlerinin resmi şekil şartlarına uygun yapılmadığı, unutulmuş ya da yapılmamış bir tescil işleminin hükmen tamamlanmasının tapu sicil tüzüğü ve TMK"nın 1025. maddesine göre mümkün olmadığı, kaldı ki aynı taşınmazlar üzerinde başka kişi ve kuruluşlar lehine 1 ve 2. dereceden koşullarına uygun olarak şerh edilmiş ipotekler bulunduğu, davacı bankanın 1. dereceden ipotek tesisi talebinin hukuken ve fiilen mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre; davacı bankaca tesis edilmek istenilen ipotek şerhlerinin tapu kütüğüne kaydedilmediklerinin tapu müdürlüğünün 08.01.1998 ve 09.01.1998 tarihli yazılarıyla öğrenildiği, eldeki davanın ise 06.04.2007 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde öngörülen sorumluluk kusursuz sorumluluk olup, Hazinenin sorumlu tutulabilmesi için;
a) Tapu sicilinin tutulmasından dolayı bir zararın doğmuş bulunması,
b) Memurun hukuka aykırı eyleminin olması,
c) Zarar ile eylem arasında illiyet bağı bulunması, yani illiyet bağının kesilmemiş olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Buna göre; zarar gören taraf Hazinenin kusurunun bulunduğunu kanıtlamak zorunda olmadığı gibi Hazine de kusursuz olduğunu değil uygun illiyet bağının kesildiğini kanıtlamalıdır. Kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun olması veya üçüncü bir kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülemeyen bir halin bulunması gerekmektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/4-422 E.-2007/536 ve 2007/4-212 E.- 2007/536 K. ve 2007/4-212 E.- 2007/261 K.).
Dosya kapsamı ve ekleri incelendiğinde; davacı banka ve borçlu firmalar arasında imzalanan sözleşmelerin genel kredi sözleşmeleri olup ticari kredi mahiyetinde ve yüklü miktarlarda oldukları, davacının ise tacir olup basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünün bulunduğu tartışmasız olup; bu kapsamda kredi kullandırma ve ipotek tesis işlemleri birlikte değerlendirildiğinde;
Öte yandan; 1997 yılında, ipotek işlemlerinin tapu müdürlüğü haricinde yapılması için taraflara özel yetki verildiği, bunun üzerine davacı bankaya ait şubede tapu müdür ve memurlarının da nezaretinde taraflar arasında üç ayrı ipotek sözleşmesi imzalandığı, ancak ipotek sözleşmelerine esas belgelerin unsurları (imza-yevmiye no) itibariyle tam olmadığı, bu şekilde unsurları eksik, yevmiye numaraları hayali olan ipotek belgelerinin "Aslı gibidir." yapılan tasdikli örneklerinin banka yetkililerine teslim edilmesi üzerine ipotek akitlerinin tapu kütüğüne şerh edilip edilmediklerinin teyidi de alınmaksızın firmalara kredilerin kullandırıldıkları, ipotek akitlerinin ise yok hükmünde oldukları ve haliyle tapuya da şerh edilmedikleri anlaşılmakla, davacı banka yönünden kusur ve sorumluluk şartları irdelendiğinde:
Bu türden yüklü bir kredinin kullandırılmasının öncesinde bankanın kendi istihbarat birimlerince gerekli piyasa araştırmasının yapılarak kredi verilecek firmalar hakkında ilgili kurumlardan (ticaret odası, vergi dairesi, SGK, icra daireleri, diğer bankalar...vs.) bilgi toplanılması, risk analizlerinin yapılması, kredi notu verilmesi, aynı firmaların diğer bankalardan da kredi kullanıp kullanmadıklarının araştırılması, kredi kullanmış iseler bu kredilerin geri ödenmesinde ödeme güçlüğü çekip çekmediklerinin sorulması, firmalar hakkında başlatılan icra veya iflas takipleri var ise bu takiplerin semeresiz kalıp kalmadıklarının öğrenilmesi (Bu cümleden olmak üzere son kredinin 31/10/1997 tarihinde kullandırılmasının üzerinden henüz iki ay geçmiş iken 21.01.1998 tarihinde Şekerbank A.Ş. tarafından borçlu firmalar hakkında iflas davaları açılmıştır.),...vs. şeklinde yapılacak etraflıca bir araştırmanın neticesinde, kredi kullandırılmasının uygunluğuna bankaca kanaat getirildiği taktirde; bu defa firmalarca verilmek istenen teminatların nakde dönüştürülme ve tahsil kaabiliyetlerinin ne derecede olduğunun banka yetkililerince araştırılması ve ipotek akdi imzalanmadan önce "özenli çalışma yükümlülüğü kapsamında" tapu kütüğünün yerinde incelenmesi gerekirken; (ki incelenmiş olması halinde ipotek alınmak istenilen taşınmazların üzerlerindeki önceki tarihli 1 ve 2. dereceden Şekerbank A.Ş. ve T.Vakıflar Bankası T.A.O. lehine verilmiş ipotekleri farkedebilecek olması tacir bankadan beklenen ve olması gereken bir yaklaşımken), tapu kütüğü yerinde incelenmeyerek, "taşınmazların üzerinde takyidat bulunmadığı içerikli tapu müdürlüğünden gönderilen belgeye" güvenilerek kredi kullandırılması, bir başka deyişle sadece bir belgeye itibar edilmiş olması tapu siciline güven ilkesi kapsamında da değerlendirilemeyecektir.
Açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, zararın meydana gelmesinde memurların hukuka aykırı eylemlerinin olduğu kesinleşen ceza mahkemesi kararıyla sabit olsa da zarar gören bankanın ağır kusuru sonucunda zarar ile eylem arasındaki illiyet bağı kesilmiş olup, bu zarardan TMK"nın 1007. maddesine göre Hazinenin sorumlu tutulabilmesi mümkün olmadığından ve hiç kimse kendi kusurundan faydalanarak hak talep edemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünceyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 08/07/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.