17. Hukuk Dairesi 2014/17948 E. , 2017/1957 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacının aracıyla seyir halinde iken tali yoldan hatalı bir şekilde yola çıkan alkollü davalının davacının aracına çarptığını, davalının kazanın oluşumunda birinci derece kusurlu olduğunu, davacıya ait araçta kazadan dolayı oluşan hasarın tesbiti açısından yaptırılan tespit sonucunda belirlenen 2.737 TL hasar bedeli ve 750 TL değer kaybı olmak üzere toplam 3.377.00 TL hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 06/04/2010 tarihli celsede; dava dilekçesinde talep etmiş oldukları miktarı sehven hesaplama hatasından dolayı 3.377,00 TL olarak gösterdiklerini, taleplerinin 3.487,00 TL olup dava açıldıktan sonra sigorta şirketi tarafından yapılan 1.000 TL ödemenin mahsubu ile 2.487,00 TL"nin kaza tarihi olan 01.10.2002 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının da kazanın oluşumunda müterafık kusurlu olduğunu ve talep edilen bedelin fahiş olduğunu belirterek tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..."un 02/07/2005 tarihinde öldüğü anlaşıldığından davalının ölümünden sonra yasal mirasçıları dahili davalılar olarak davaya dahil edilmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 2.487,00 TL"nin kaza tarihi olan 01.10.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı ..."un yargılama aşamasında vefatından sonra mahkemece öncelikle davaya dahil edilen mirasçıların adresleri hakkında nüfusa kayıtlı oldukları yerde kolluk araştırması yaptırılmış, adres tespit edilmediğinin bildirilmesi üzerine başkaca bir işlem yapılmadan davaya dahil edilen mirasçılara ilanen tebligat yapılmıştır. Davalılar ilanen tebligata rağmen hiçbir oturuma katılmamış, yargılama yokluklarında sürdürülmüş ve yargılama davalıların yokluğunda sonuçlandırılmıştır. Mahkeme bu şekilde tebligat adresine yönelik gerekli ve yeterli araştırma yapmadan ilanen tebligat yoluna gitmiş ve böylece hukuka aykırı bir şekilde karar tesis etmiştir.
Kararın, davalı ... ve ... vekiline tebliğ üzerine davalılar vekili yasal sürede temyiz isteminde bulunarak "yargılama aşamasında kendilerine tebligat yapılmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını" bildirerek yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Davalıların adresleri usulünce araştırılıp tespit edilmeden ilanen tebligatın yapıldığı, UYAP ortamında davalıların mernis adresi belirlenmeden ilanen tebligat yapılması usulsüz tebligat niteliğinde olup 7201 sayılı Tebligat Yasasının 10 ve 28/1. maddesi hükümlerine aykırıdır.
Dahili dava dilekçeleri ilanen tebliğ edilmiş olup davalıların bu tarihteki mernis adreslerinin UYAP"tan tespit edilerek bu adreslere Tebligat Kanununun 10/1,2 ve 21/1,2 maddelerine uygun şekilde tebliği gerekirken anılan yasa hükümlerinin gözardı edilmesi suretiyle Tebligat Kanunun 28. maddesi koşulları bulunmadığı halde dahili dava dilekçesinin Tebligat Kanunun 28.maddesine göre ilanen tebliğ edilmesi usulsüzdür.
Mahkemece dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK 73.(6100 sayılı HMK 27), TC Anayasasının 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi hükümlerine aykırı davranılmış olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 27/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.