19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/27001 Karar No: 2019/9538 Karar Tarihi: 17.06.2019
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/27001 Esas 2019/9538 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2019/27001 E. , 2019/9538 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında; 22/03/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle 02/04/2013 tarihli iddianame ile açılan kamu davası üzerine, Ağrı 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2013/194 Esas ve 2014/225 Karar sayılı hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği; Erzincan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/11 Esas sayılı, iş bu dava ile birleştirilmesine karar verilen, davasında suç tarihinin 02/04/2013 olduğu, Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 02/04/2013 tarihli iddianamesi ile hukuki kesinti oluştuğu; 22/03/2013 ve 02/04/2013 tarihli fiiller bakımından 5237 sayılı TCK’nin 43/1. maddesinin uygulanması gerektiği ve 25/04/2013 tarihli fiilin zincirleme suç haricinde kaldığının anlaşılması karşısında, Anılan dosya getirtilip incelenerek suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanık hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin sanığın 22/03/2013 ve 02/04/2013 tarihli fiilleri bakımından mahsup yapılmak suretiyle uygulanması ve 25/04/2013 tarihli fiili yönünden ise müstakilen hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, 2- Bandrolsüz olduğu hususunda itiraz ve tereddüt bulunmayan sigaralar ile ilgili keşif yapılarak sanık aleyhine sebep olmadığı yargılama giderine hükmedilmesi, Kabule göre de, Sanığın suç tarihinde yürürlükte bulunan 5607 sayılı Kanun’un 6455 sayılı Kanun’la değişik 3/18. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken 5607 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’la değişik 3/18. maddesi delaletiyle 3/5 ve 3/10. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle adli para cezası yönünden fazla ceza tayini, Kanuna aykırı ve sanığın ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN tebliğnameye aykırı olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 17/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.