17. Hukuk Dairesi 2014/15434 E. , 2017/1948 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki hayat sigortasından kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Davacılar vekili; davacıların murisi ..."ın ... T.A.Ş.- ... Şubesinden konut kredisi kullandığını, kredinin kullandırılması sırasında banka tarafından hayat sigortası yaptırıldığını, poliçenin tanziminden yaklaşık 9 ay sonra 05/09/2012 tarihinde vefat ettiğini, ancak sigorta şirketinin poliçenin düzenlendiği sırada akciğer kanseri olduğu gerekçesi ile sigorta tazminatını ödemediğini belirterek davalının poliçeye dair cayma/fesih ihbarlarının haksızlığının tespitine ve 63.000,00 TL"nin ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; dava konusu sigorta poliçesinde lehtarın ... T.A.Ş. olduğunu, mezkur bankanın izin ya da onayı olmadan davacı tarafın taraf ehliyeti olamayacağını, sigortalı ... ile davalı şirket arasında yapılan poliçe kapsamında hiçbir hastalık bildirilmeyerek ilgili formun imzalandığını, ancak sözleşme tarihinden önce akciğer kanseri olduğunun tespit edildiğini, müteveffanın beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığından sigorta sözleşmesinden cayma hakkını yasal süresi içinde kullanıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre poliçenin düzenlendiği 26/04/2012 tarihinde murisin akciğer kanseri olduğu yönünden tanı bulunduğu, buna ilişkin tedavi sürecinin devam ettiği belirlenmiş olmakla davacılar murisinin poliçe tanzimi srasında kendisinde var olan hastalığı gizleyerek beyan etmediği ve bu durumda davalı sigorta şirketinin cayma hakkını kullanmasında bir usulsüzlük olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu olan Uzun Süreli Kredi ....Sigorta Poliçesinde dava dışı bankanın dain-i mürtehin kaydı bulunup, sigorta tutarının davacı tarafa ödenmesine muvafakatları olmadığı bildirildiğinden muvafakatın geçersizliği nedeniyle davacının aktif dava ehliyeti olmadığı gözetilmeksizin, aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekirken, hatalı ve yanılgılı gerekçe ile davanın esasına girilerek davanın sübut bulmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmekte ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK.nun 438/9.maddesi uyarınca değişik bu gerekçeyle onanması gerekmiş olup; davalı bakımından davanın husumetten reddedilmesinin gerekmesine göre davalı lehine maktu vekalet ücreti 1.500,00 TL hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmiş ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (5).bendindeki "7.230,00 TL nispi vekalet ücretinin" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin"
ibaresinin eklenmesi suretiyle kararın HUMK"nun 438/9.maddesi uyarınca gerekçesinin değiştirilerek DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 27/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.