(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2020/1905 E. , 2020/6110 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı işyerinde 02.02.2007 tarihinden iş akdinin feshedildiği 22/03/2013 tarihine kadar çalıştığını, sigorta priminin asgari ücret üzerinden yatırıldığını, ancak maaş farkı, yemek yardımı, satış primi, yol yardımı ile birlikte eline net 2.500,00 TL ücret geçtiğini, asgari ücretin bankaya yatırıldığını, üzerindeki tutarın elden ödendiğini, Şubat 2013 tarihinde asgari ücret bankaya yatırıldıktan sonra elden 1.125,00 TL maaş farkı ödendiğini, ücretlerin süresinde yatırılmadığını, milli bayramların tamamında çalıştığını, dini bayramların da iki günde izin kullandığını, diğer günlerinde çalıştığını beyanla 10.000,00 TL fazla mesai, 1.000,00 TL yıllık izin ücreti, 1.000,00 TL ulusal bayram genel tatil ücreti, 1.000,00 TL kıdem tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Cevaplarının Özeti:
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, taraflarca davanın takip edilmemesi nedeni ile 31/10/2019 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına, yasal süresi içinde yenilenmemesi nedenei ile de 05/02/2020 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 73. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “hukuki dinlenilme” başlıklı 27. maddesi, T.C. Anayasası’nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesi, ... Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesi nazara alındığında davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini içeren bu hakkın ve yargılamanın aleniliği ilkelerinin gerçekleşmesinin en önemli aracı duruşma yapılmasıdır. Duruşma günü celseye katılma imkânı olmayan taraf buna ilişkin mazeretini bildirip, belgeleyerek, bildirim giderlerini de yatırarak duruşmanın ertelenmesini isteme olanağına sahiptir. O hâlde duruşma tayin edilerek, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan yalnız biri duruşmaya katılırsa gelmeyen tarafın geçerli mazeret gönderip göndermediği, gerekli masrafın karşılanıp karşılanmadığı incelenerek; gelen tarafın bu mazeret dilekçesine karşı beyanına göre, dosyanın işlemden kaldırılmasına ya da kaldırılmamasına karar verilecektir. Anılan hususların uygulanabilmesi için, her şeyden önce tarafların usulüne uygun davet edilmiş olmaları gerekmektedir. Bu bağlamda tebligat, ... Hakları Sözleşmesi ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının tam olarak kullanılmasının zorunlu unsurudur. Savunma hakkının temelini teşkil eden hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma ilkesinin ayaklarından biridir. Bu hakkın ihlal edilmemesi için yapılan bildirimin tebligat hukukuna uygun olması gerekir. Muhatap usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile açılan davadan zamanında ve tam olarak haberdar olur. Bu nedenle tebligat, yapıldığı tarihte yürürlükteki tebligat mevzuatına aykırı yapılmışsa, sadece tebligat hukukuna aykırı davranış söz konusu olmaz, aynı zamanda hukuki dinlenilme hakkı da ihlal edilmiş olur.
6100 sayılı HMK"nın uygulama alanını, adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinde tutulacak kayıtlar ile yazı işleri hizmetlerinin yürütülmesi ve bu işlemlerde UYAP"ın kullanılmasına dair usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkartılan Bölge Adliye Ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî Ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 212. maddesi gereğince tebligat işlemlerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanunu uyarınca çıkarılan yönetmeliklere göre fiziki ya da elektronik ortamda yapılacağı düzenlenmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "tebligatın yapılması" başlıklı 1. maddesinde tüm tebligatların bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılacağı; "tebligatın memur vasıtasıyla yapılması" başlıklı 2. maddesinde ise özel hüküm bulunması halinde tebligatın kendi memurları veya mahalli mülkiye amirinin emriyle zabıta vasıtasıyla yaptırılacağı kabul edilmiştir.
11.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren "Elektronik tebligat" başlıklı 7/a maddesi ise;
“Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir.
Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur.
Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” hükmünü içermektedir.
Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere elektronik tebligat usulünün düzenlendiği Tebligat Kanunu"nun 7/a maddesindeki düzenleme ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği hükümleri de dahil olmak üzere, Tebligat Kanunu ve çıkarılan Tebligat Yönetmeliği hükümleri incelendiğinde; duruşma gününün UYAP"tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenlemeye yer verilmemiştir. (Yargıtay HGK, 17.01.2018 günlü ve 2017/14-1760 Esas, 2018/43 Karar)
Bu aşamada davanın açılmamış sayılmasına ilişkin yasal düzenlenmelerin incelenmesi gerekir.
6100 sayılı HMK’nın konu ile ilgili 150.maddesinde;
"(1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
(2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.
(3) Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır.
(4) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.
(5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
(6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.
(7) Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır." şeklinde düzenlenme yer almaktadır.
Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olaya bakıldığında, davacı vekilinin 22.10.2019 tarihli celse için 21/10/2019 tarihli dilekçeyle mazeretli sayılmasını, yeni duruşma gününü Uyap"tan öğrenmesine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece mazeretin kabul edilerek, duruşmanın 31.10.2019 tarihine bırakılmasına karar verildiği, duruşma gününün UYAP"tan öğrenilmesine karar verilmediği gibi, davacı vekiline duruşma gününü bildirir tebligat da yapılmadığı halde, 31.10.2019 tarihli celsede davacı ve davalı tarafça gelen olmadığı ve mazerette bildirilmediği beliritilerek dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere duruşma gününün UYAP"tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenleme bulunmadığı, kaldı ki mahkemece bu yönde bir ara karar da kurulmadığı, davacı vekiline usulüne uygun davetiye ile duruşma gün ve saatini bildirir tebligat da yapılmadığından, davacı vekiline yeniden duruşma günü bildirilerek yargılamaya devam edilmesi usulüne uygun tebliğe rağmen gelmez ise davanın işlemden kaldırılması gerekirken 31.10.2019 tarihli celseye tarafların katılmaması nedenleriyle takipsiz bırakılan davanın üç ay içinde yenilenmediği gerekçesiyle HMK"nın 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.