21. Hukuk Dairesi 2007/12328 E. , 2008/5744 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Çankırı 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2007
NUMARASI : 2006/617-2007/88
Davacı, SSK."lı süreleri hariç tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların tüm, temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacının temyizine gelince; Davacı, 31.05.1985-17.05.2006 tarihleri arasında Sosyal Sigortalar Kurumu"na tabi çalışmaları dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiş, mahkeme istemin reddine karar vermiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan p.e. İ. Kooperatifleri ile Birliği, T.Ş. Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığının resen tescil ile 01.01.1985 tarihinden itibaren başlatıldığı, sigortalılığının devamı sırasında 01.06.1985-30.06.1985, 01.10.1985-30.10.1985 tarihleri arasında toplam 56 gün kısa süreli SSK."na tabi çalışmalarının bulunduğu, Kurumun 1.6.1985 tarihindeki çalışmayı dikkate alarak Yasa uyarınca 31.5.1985 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalılığını sona erdiği, davacının Z. Odasındaki kaydının 23.01.2007 tarihinden itibaren başladığı, Z. Bankası ile ilişkisinin olmadığı, tarımsal kooperatiflerde kaydının bulunmadığı, prim ödemelerinin ve sattığı ürün bedellerinden prim kesintilerinin bulunup bulunmadığınun mahkemece araştırılmadığı, üzerine kayıtlı satın alınan 34000 m² zirait arazisinin olduğu,muhtarlık yazısı ve beyanı azaya sorulmak suretiyle düzenlenen zabıta araştırması ile davacının 15 yıldır Fransadaki ikamet ettiği orada inşaatçılık yaptığı anlaşılmaktadır.
2926 sayılı Yasa"nın 5. maddesinde sigortalılığın başlangıcı ve zorunlu oluşu, 6. maddesinde ise sigortalılığın sona erme koşulları düzenlenmiştir. Maddeye göre, diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce sigortalılıkları sona erdirilecektir. Bu yönüyle Kurumun yaptığı işlemde bir uygunsuzluk bulunmamaktadır. Ancak Dairemizin ve Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerine göre diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi kısa süreli çalışmaların bulunması halinde sigortalının tarımsal faaliyetine devam ettiği kabul edilir. Kısa süreli çalışmanın sona ermesinden sonra sigortalılık iradesinin açıkça ortaya konulması, şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanması gerekir. Bunun için de, 2926 sayılı Yasa"nın 10. maddesinde sayılan ve tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olan kayıt, bilgi ve bulgular davacı adına mevcut olmalı bu kayıtlar uyuşmazlık sürecinde devam etmeli sigortalılık iradesini gösteren prim ödemeleri veya prim kesintileri bulunmalı, bunlar tanık beyanları ve zabıta araştırması ile de desteklenmelidir.
Mahkemece bu yönde yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidildiği görülmektedir.
Yapılacak iş; öncelikle davacının yurtdışında bulunduğu sürelerin tesbiti için Emniyet Genel Müdürlüğünden yurt dışına giriş-çıkış yaptığı tarihleri sormak, Fransa Sosyal Güvenlik Kuruluşundan TR-4 formu istenerek davacının yurtdışında çalıştığı tarihleri araştırmak, zirai taşınmazın satın aldığı tarihi tesbit etmek, davacıya varsa ürün sattığı kişi, kurum veya kuruluşları açıklattırmak, bu kişi veya kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sorup varsa belgelerini getirtmek tanıklarin davacının kış aylarında Fransada bulunduğu yaz ve bahar aylarında Türkiye"de çiftçilik yaptığı şekilndeki beyanları da gözetilerek tüm deliller birarada değerlendirilerek çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve değerlendirme sonucu hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.