3. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/17767 Karar No: 2017/8430 Karar Tarihi: 30.05.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/17767 Esas 2017/8430 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2016/17767 E. , 2017/8430 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, tarafların Elazığ 1. Aile Mahkemesinin 2010/303 esas sayılı boşanma davasında boşanmalarına ve kendisi lehine aylık 200 TL nafakaya hükmedildiğini, almış olduğu nafakanın ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek 200 TL nafaka arttırımına gidilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, yeniden evlendiğini bir çocuğunun daha dünyaya geldiğini, davacının boşanmada kusurlu olduğunu, düzenli işinin olmadığını, boşanmadan sonra gelirinin artmadığı savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; tarafların ekonomik ve sosyal durumunda değişiklik olmadığı ve davalının sabit gelirinin olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Kural olarak, nafaka miktarının yeniden belirlenebilmesi için yasada belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. TMK"nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu yasal hüküm gereğince iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre, nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmalarına göre, davacının gelirinin olmadığı, babasının evinde kaldığı; davalının ise başka bir kadınla yaşadığı ve bu kadından bir çocuğu olduğu, düzenli işinin olmadığı, şoförlük yaptığı anlaşılmış; davalı tarafından, nafaka kararından sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde mahkemece; tedbir nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle nafaka takdiri sırasında kurulan dengenin yeniden sağlanması gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.