Esas No: 2015/6506
Karar No: 2016/4436
Karar Tarihi: 29.06.2016
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/6506 Esas 2016/4436 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2015/6506 E. , 2016/4436 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak,
Kasten öldürme, Kasten öldürmeye teşebbüs
Hüküm : 1- TCK"nın 302/1, 62, 53, 58/9, 63. maddeleri
uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin süresinden sonra yaptığı duruşmalı inceleme isteminin CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE,
Katılanlara yokluklarında verilen hükmün adli tatil içinde tebliğ edildiği, 5271 sayılı CMK"nın 331/4. maddesi uyarınca adli tatilde sürelerin işlemeyeceği, bu nedenle katılanların temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
I- Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve kasten öldürme suçlarından kurulan hükümler yönünden,
Gerekçeli karar başlığından suç tarihinin "04.08.2012" yerine "01.01.2013" olarak, suç adının ise "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" yerine "silahlı terör örgütüne üye olma" olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiş, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve kasten öldürme suçlarından uygulama yapılırken 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanığın sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, kasten öldürme suçunun sübutu kabul edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümlerde eleştiri nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafii ve katılanların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle kısmen re"sen de temyize tabi bulunan hükümlerin ONANMASINA,
II- Doğrudan kastla ve olası kastla öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan hükümler yönünden,
1) Olayda yaralandığı anlaşılan mağdurlar ..., ..., ... ve ..."ya ait kati raporlar temin edilerek bu raporlar kapsamında, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören TCK"nın 35. maddesi uyarınca makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2) Sanığın içinde bulunduğu grup ile görevlendirildiği mevkide konuşlandığı, saldırı yapılan karakola yönelik olarak önceden keşif yapılıp karakolun takip altında tutulduğu, karakolun aynı zamanda adli görev yapan bir karakol olduğu dikkate alınarak, adli bir olay nedeniyle şikayette bulunmak üzere karakola gelen mağdurlar ..., ..., ...ve ..."e yönelik eylemlerin doğrudan kastla işlendiği gözetilmeden olası kastla işlendiğinin kabülüyle TCK"nın 21/2. maddesi uyarınca uygulama yapılması,
3) Kabul ve uygulamaya göre de;
a- Olası kastla işlenen eylemde TCK"nın 35. maddesi uyarınca teşebbüs hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
b- Kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından uygulama yapılırken 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi
c- Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanunun TCK"nın 53. maddesindeki iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 29.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.