12. Ceza Dairesi 2015/4095 E. , 2016/3322 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62/1, 50/4, 52/2-3. maddeleri gereğince mahkûmiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken; askerlik görevini piyade er olarak yapan ve olay günü de nizamiye nöbeti tutmakta iken şiddetli karın ağrısı şikayeti ile ambulansla en kısa sürede bağlı bulunduğu ... 5. ...3. ...Komutanlığı revirine intikal ettirilen hastanın, yine bu revirde doktor olarak askerlik hizmetini yerine getiren sanık tarafından karşılanarak muayenesinin yapıldığı, sanığın, ajite olduğu tespit edilen hastaya largagtil, novaljin ampul ve buscopan ampul yapılmasını, ardından hem oral hem de sistemik olarak H2 reseptör blokörü ve yine oral yoldan magnezi kalsine verilmesini ve gece boyu sağlık memuru er nezaretinde müşahade altında tutularak takibini sağladığı, takip esnasında alınan yaşamsal bulgularda bir değişiklik olmadığı, ertesi gün sabah saat 07:30 sıralarında hastayı tekrar değerlendirdikten sonra sevk kararı alarak üstleriyle irtibata geçtiği, bir süre sonra revire geri döndüğünde hastayı tekrar değerlendiren sanığın yaşamsal bulgularının olmadığını farketmesi üzerine yeniden canlandırma işlemlerine başladığı ve hazırlanan ambulansla ... Devlet Hastanesine nakledildiği, yol boyunca kardiyopulmoner resüsitasyona devam edildiği ancak tüm çabalara rağmen hastanın yaşama döndürelemediği, Malatya Adli Tıp Grup Başkanlığının 14.04.2009 tarihli raporunda; karın boşluğunda açık sarı yeşil renkte 3.200 cc serbest sıvı olduğunun tespit edildiği, müşahade altındayken oral yoldan bol miktarda sıvı aldığı yönündeki tanık anlatımlarının bu raporla teyit edildiği, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 24.03.2010 tarihli raporunda ise ölümün, mide perforasyonuna bağlı sekonder peritonit sonucu meydana geldiğinin ifade edildiği; bu açıklamalar çerçevesinde, olay günü de şiddetli karın ağrısı şikayeti ile revire getirilen ve bir kaç gündür karın ağrısı olduğunu beyan eden, muayenesinde batın hassasiyeti tespit edilen ve kusmaları olan hastanın, akut açısından değerlendirilmesi için labaratuar ve radyolojik tetkiklerinin yapılması gerekli olduğu halde, bu tetkiklerin yapılabileceği bir merkeze hemen sevkini sağlamak yerine, gündüz saat 16:00 sıralarında karın ağrısı şikayeti ile getirilen ve izlenim gerektiren hastanın bilişsel fonksiyonlarını etkileyebilecek ve izlemi için son derece önemli olan ağrıyı gideren largagtil, novalgin ve boscopan gibi ilaçlar veren ve gerekli donanıma sahip olmayan revirden bir üst sağlık kuruluşuna sevk işlemlerine başlamak yerine, gece boyunca takip altında tutan ve tüm dosya kapsamından asli kusurlu olduğu anlaşılan sanık hakkında, içinde bulunulan özel koşullar da nazara alındığında, tayin olunan cezada bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin kusura, mahkumiyete yeter nitelikte delil bulunmadığına, eksik incelemeye ve illiyet bağına; katılanlar vekilinin ise sanık hakkında TCK"nın 50 ve 62. maddelerinin uygulanmaması gerektiğine ve ceza miktarına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık hakkında hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının, adli para cezasına çevrilmesi sırasında, para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısı 605 gün yerine 600 gün kabulü ile, TCK’nın 52/2. maddesi ile bir gün karşılığı 40 TL olarak kabul edilerek 24.200 TL yerine 24.000 TL adli para cezasına hükmedilmesi suretiyle, hesap hatası sonucu eksik ceza tayini,
2-Kendilerini vekille temsil ettiren katılanlar ..., ..., ... ve ... lehine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında uygulama fıkrasının TCK"nın 52/4 yerine TCK"nın 52/3 olarak yanlış şekilde gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 4. bendinin ilk paragrafındaki “600” ibaresinin “605” olarak ve bir sonraki paragrafta yer alan “24.000,00 TL” ve “TCK"nın 52/3. maddesi” ibarelerinin de sırasıyla “24.200 TL” ve “TCK"nın 52/4. maddesi” şeklinde değiştirilmesi; hüküm fıkrasına "Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.500 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılanlar ..., ..., ... ve ..."e verilmesine" şeklindeki bendin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.