23. Hukuk Dairesi 2014/3752 E. , 2014/7859 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2012/294-2013/1507
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, aidatlarını ödememesi nedeniyle başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin borçlu olmadığını ve hakkında mükerrer takip yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; genel kurul kararları ile belirlenen aidat miktarından davalının ödemeleri düşüldükten sonra davalının takip tarihi itibariyle davacı kooperatife aidat borcunun olmadığı, aksine davalının 3.004,48 TL tutarında fazla ödeme yaptığı, ancak asıl aidatların süresinde ödenmemesi nedeniyle davalının davacıya 20.572,56 TL tutarında gecikme faizi borcunun olduğu, fazla ödenen bu miktar faiz borcundan mahsup edildiğinde davalının 17.568,08 TL daha gecikme faizi borcunun olduğu, bu durumda davalının işlemiş faize yönelik itirazının yersiz olduğu, takibe konu alacak miktarının likid olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile Antalya 2. İcra Müdürlügü"nün 2009/4279 sayılı dosyasına konu takipte 200,00 TL"lık işlemiş faiz miktarı yönünden itirazın iptaline, icra inkâr tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen ilamın gerekleri yerine getirilmemiştir. Nitekim, 14.01.2010 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin 5 no"lu bendinde aynı borç için üç ayrı icra takibi yapıldığına ilişkin itiraz bulunmasına rağmen, bozma ilamından sonra alınan bilirkşi raporunda bu yönde inceleme yapılmamıştır. Bu durumda, kooperatif uygulamaları ve mali konularda uzman bir bilirkişi seçilerek, kooperatifin tüm defter, kayıt ve belgeleri ile diğer icra dosyaları celp edilmek suretiyle incelenerek, aynı borç için mükerrer takip yapılıp yapılmadığı, davalının takip talebinde belirtilen aylara ait ödemediği aidat borcu bulunup bulunmadığı, var ise temerrüt tarihi ayrı ayrı saptanmalıdır. Faiz hesabı yapılırken de, 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülen sınır, yani davacı kooperatif genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı hususu gözetilmelidir. İzah edilen hususlar doğrultusunda, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, takip konusu alacak genel kurul kararlarına dayanmakta olup, genel kurul kararları, kesinleşmesi halinde katılmasalar dahi tüm üyeler için bağlayıcı niteliktedir. Hâl böyle olunca, ödenecek miktarların açıkça kararlaştırıldığı genel kurul kararlarına dayanan takibe konu alacak miktarının davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir nitelikte yani likid olduğu kuşkusuzdur. Mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliği gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK"nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu istemin reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.