9. Hukuk Dairesi 2015/4154 E. , 2015/14549 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette, 07/06/2011 tarihinden itibaren çalıştığını, işe ilk başladığında kendisine bir takım belgeler imzalatıldığını, en sonunda müvekkilinin işten çıkartıldığını, fakat sanki tarafların anlaşması suretiyle ikale yoluyla iş akdinin sonlandırıldığı izlenimi uyandırmak için önceden imzalanan belgeleri kullandığını, oysa müvekkilinin ne iş akdini sonlandırmak ne de istifa etmek gibi bir isteğinin bulunmadığını, iş akdinin haklı yada geçerli nedenle fesih nedenlerinin bulunmadığını belirterek feshin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, öncelikle hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, taraflar arasında 15/02/2013 tarihinde davacının kendi el yazısı ile yazıp imzaladığı istifa dilekçesi sunduğunu ve talebi doğrultusunda 18/02/2013 tarihinde ikale sözleşmesi düzenlendiğini ve davacı tarafça ibraname imzalandığını, dolayısı ile davacının iş akdinin feshedilmediğini, yapılan ikale sözleşmesinin de usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın süresinde açıldığı, davalı ile davacı arasında imzalanan ikale sözleşmesinin geçerli olmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine davacının işe iadesine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız).
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Somut olayda taraflar arasındaki iş sözleşmesi davacının 15.02.2013 tarihinde işten 18.02.2013 tarihi itibariyle ayrılmak istediğini belirtir dilekçesi üzerine 18.02.2013 tarihli ikale sözleşmesiyle sonlandırıldığı, davacının ise ikalenin geçerli olmadığını baskı yoluyla alındığını iddia ederek işe iade davasını bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 25.03.2013 tarihinde açtığı, buna göre davanın süresinde açılmadığı anlaşıldığından davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 210.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 16/04/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.