21. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/8922 Karar No: 2008/5500
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/8922 Esas 2008/5500 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2007/8922 E. , 2008/5500 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Sivas İş Mahkemesi Tarih : 21.2.2007 No : 954-62
Davacı 31.12.1990-14.12.2005 tarihleri arası SSK"lı süreleri hariç Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 31.10.1990 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğunun tespiti ve Bağ-Kur sigortalılığı ile çakışan 506 sayılı Yasa’ya tabi çalışmalarının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının 506 sayılı Yasa’ya tabi 98 günlük süre dışında 31.10.1990-14.12.2005 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davacının 20.02.1991 tarihli işe giriş bildirgesi ile şirket ortaklığından dolayı 31.10.1990 tarihinde 1479 sayılı Yasa’ya tabi Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 15.03.1993 tarihinden itibaren düzenli olarak 16.5.2006 tarihine kadar prim ödemelerinin bulunduğu, 1997 affından yararlandığı, Ticaret ve Sanayi Odası kaydının 31.10.1990 tarihinden itibaren devam ettiği, davacının 2002 yılında 98 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı çalışmalarının bulunduğu, davacının 07.05.2002 tarihinde Bağ-Kur sigortalılığının sona erdirilmesini istediği , Kurumca önce 11.11.2004 tarihinde terkinin yapılıp sonradan terkin işleminin iptal edilerek sigortalılığının devam ettirildiği görülmektedir. Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp çakışan sigortalılık olarak adlandırılan böyle durumlarda zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde sorun önceden başlayıp devam eden zorunlu sigortalılığa geçerlilik tanınarak çözümlenmektedir. Bu nedenle davacının 31.10.1990 tarihinde 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduktan sonra 2002 yılında 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olamayacağından kısacası çifte sigortalılık mümkün olmadığından davacının 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığının iptali gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/21-627 Esas,2001/659 Karar ve 03.10.2001 günlü kararı ile, 2005/21-389 Esas,2005/430 Karar ve 29.06.2005 günlü kararlarında önceden başlayan ve devam eden sigortalılığın asıl sigortalılık olduğu özellikle belirtilmiştir. Dava açıldığı 14.12.2005 tarihi itibariyle S.S.K. Başkanlığının hak alanını ilgilendirdiği halde davacı tarafından husumet S.S.K. Başkanlığına yöneltilmediği gibi mahkemecede bu yön gözetilerek davacıya önel verilmek suretiyle S.S.K. Başkanlığının davaya katılımı sağlanmamış ve dava ile ilgili savunma ve beyanları alınmamışsa da yargılama sırasında 16.05.2006 tarihinde kabul edilip 20.05.2006 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ve Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı aynı çatı altında toplanmış olduğundan ve S.S.K. Başkanlığı ile Bağ-Kur Genel Müdürlüğü hüküm tarihinden önce tüm aktif ve pasifi, personeli, dava dosyaları ile Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmiştir. Yapılacak iş; davalı vekilinin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından usulüne uygun olarak alınmış vekaletnamesinin getirtildikten sonra 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılıkla ve dava ile ilgili beyanlarını almak ve çıkacak sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu hususlar göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 08.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.