20. Hukuk Dairesi 2015/7024 E. , 2016/3741 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2004 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ... köyünde bulunan 131 ada 1 parsel sayılı 6400 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Ağustos 2002 tarih ve 1 numaralı tapu kaydı uygulanmak suretiyle tarla niteliğinde davalı adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., taşınmaza uygulanan tapu kaydının değişir sınırlı olduğu, bu nedenle miktarıyla geçerli sayılması gerektiği, evveliyatı orman olan, ormandan ve meradan kazanılan yerlerin zilyetlik ve zamanaşımı yoluyla edinilemeyeceğini ileri sürerek, tapu kaydı miktar fazlasının ... adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın reddi ile taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmiş, hükmün davacı ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 27/03/2008 tarih ve ... sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Her ne kadar mahkemece tespit dayanağı kaydın çekişmeli taşınmaza ait olduğu, kayıt miktar fazlası üzerinde ise tespit günüde davalı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı kabul edilmişse de yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi rapor ve haritasında orman kadastro haritasının hangi poligon ve röper noktaları esas alınarak yerine uygulandığının anlaşılamadığı, taşınmazın orman tahdit haritasında konumunun da yeterli biçimde gösterilmediği, çekişmeli taşınmazın sınırında eylemli biçimde orman bulunup kayıt sınırlarının da orman okuduğu gözetildiğinde orman sayılan yerlerden olup olmadığının sağlıklı bir biçimde saptanması gerektiği belirtildikten sonra kesinleşen orman kadastrosu ile aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarına ait harita ve tutanaklarının usulünce uygulanması; ilk orman kadastrosu ile aplikasyon harita ve tutanakları arasında çelişki bulunması halinde ilk orman kadastrosuna ait haritanın; bu uygulamaya ait harita ve tutanaklar arasında çelişki bulunması halinde ise tutanakların uyuşmazlığın çözümünde esas alınması, taşınmazın fiziksel yapısı, eğim durumu, ve çevresi incelenip 6831 sayılı Kanunun 17/ 2. maddesi gereğince orman içi açıklık olup olmadığı da tartışılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiş, hüküm ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28/09/2010 tarih ve ... sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman kadastro sınırları dışında kaldığı ve tapu kayıt miktar fazlası yönünden de zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Karara dayanak alınan uzman bilirkişi rapor ve krokisinde 3402 sayılı Kanun uygulamalarına esas olmak üzere yapılan ve henüz kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde çalışması sonucu oluşturulan tahdit haritası uygulanmış, ancak çekişmeli taşınmazın 15/11/1979 tarihinde ilân edilmiş olan ilk tahditteki konumu ile ilgili bilgi verilmemiştir. Oysa, aplikasyon tahdit olmayıp, aplikasyonun ilk tahdide uygun olmasının zorunluluğu vardır. Kesinleşen orman kadastro sınırlarını hiçbir merci ve makamın aplikasyonla bile olsa değiştirme yetkisi bulunmadığı ve aplikasyonun ilk orman sınırlandırmasına uygun olma zorunluluğu gözönüne alındığında, Yargıtay denetimine açık olmayan ve ilk orman tahdidi ile irtibatlandırılmayan krokiye dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır."" denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 131 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk kez 1979 yılında 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve sonuçları 15/11/1979 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra, ... köyü mülki sınırları içinde bulunan ormanların 3402 sayılı Kadastro Kanununun uygulamalarına esas olmak üzere 6831 sayılı Kanuna göre orman sınırlarının tespiti ile 1979 yılında yapılan sınırlamanın aplikasyonu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması yapılmış, bu çalışma temyize konu davanın varlığı nedeniyle kesinleşmemiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 31/03/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.