Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/19532
Karar No: 2008/5366

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/19532 Esas 2008/5366 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/19532 E.  ,  2008/5366 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     :  Üsküdar 1.İş Mahkemesi
    Tarih               :  17.7.2007
    No                   :  206-600  

    Davacı iş kazası  sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün  taraf  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici  nedenlere ve özellikle  4857 sayılı İş Yasasının 7. 506 sayılı Yasa"nın 87. maddesi gereğince sigortalının üçünçü bir kişi aracılığıyla işe girmesi ve  bununla sözleşme yapmış olsa bile,  işverene  yüklenen  ödevlerin  dolayı  aracı olan  üçüncü kişi ile birlikte asıl işvereninde sorumlu olmasına ve temyizin kapsamına göre  davacı ile davalı Sağlık  Bakanlığı vekilinin tüm temyiz itirazlarının  reddine
    2-Davalı R.G. In  temyiz  itirazlarına gelince;  Dava, iş kazası sonucu sürekli  iş göremez duruma gelen  davacının maddi ve manevi  zararlarının  giderilmesi  istemine ilişkindir.
    Husumet  asıl işveren Sağlık  Bakanlığı ile birlikte olayda tedbirsizlik ve dikkatsizliği bulunduğu iddia edilen doktor olan  davalı R.G."a  yöneltilmiştir.
    Kamu hastanesinde görev yapan  davalı doktor 657 sayılı Yasa"ya tabi  memur olarak görev yapmakta olup  Anayasa"nın 129/5. maddesine göre  memurlar ve diğer kamu görevlilerinin  yetkilerini kullanırken işledikleri  kusurlarından doğan tazminat davaları,  kendilerine rücü edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak  idare aleyhine açılabilir. Keza Anayasa"nın 40/3 maddesine göre de;  kişinin, resmi  görevliler   tarafından  vaki haksız işlemler sonucu uğradığı  uğradığı zararda kanuna göre devletçe tazmin edilir.  Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.
    Ancak memurların  ve  diğer kamu görevlilerinin kişisel kusur  teşkil eden eylemleri Anayasa"nın 129.  maddesi  kapsamına girmez ve kişisel kusura dayanılarak gerçek kişi aleyhine açılan davaların adli yargıda   görülmesi  zorunludur. Yargıtay  Hukuk Genel Kurulu"nun 15.11.2000 gün ve 2000/4-1650, 2000-1690, 29.9.2001 gün ve 2001/4595,2001/643 sayılı kararlarıda  bu yöndedir.
    Kişisel  kusur idare  ajanının kamu görevini yerine getirirken, idare  fonksiyonu, kamu görevi gerek ve koşullarına aykırı ve yabancı olan, bu nedenle idareye atıf ve isnat  olunamayan,  doğrudan doğruya ajanın şahsına isnat olunan ve kişisel  sorumluluğunu  gerektiren tutum ve davranışı olarak  tanımlanmaktadır.   İdare ajanının izrar kastıyla  garaz, kin, husumet, kıskançlık,  intikam  ve benzeri duyguların  etkisi altında yaptığı  işlem ve eylemlerde  kişisel kusurun bulunduğu açıktır. Ancak kisisel kusurlar, sayılan bu davranışlar  ve benzerlerinden ibaret değildir. Doktrinde kişisel kusurun alanı yalnız kötü  maksat ve niyetle sınırlandırılmayıp ihmal ve tedbirsizlik dikkatsizlik gibi hallerde  kişisel kusur  kavramı içinde düşünülmektedir.
    Davacı ile davalı d. R.G. Arasında akdi bir ilişki bulunmayıp davacı bu davalıya  karşı tazminat talebini  yaşam, sağlık ve vücut  bütünlüğünü ihlal yasağını içeren  ve herkese yönelik temel koruma  normlarına aykırılığı dolayısıyla  hukuka aykırılığa daha açık  bir anlatımla Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde ifadesini  bulan haksız  fiil hükümlerine dayandarılabilir. Haksız fiil  sorumluluğunun gerçekleşmesi için davalı  doktorun  kusuru, zarar ve  uygun illiyet bağı ile hukuka  aykırılık şartlarının varlığı  gerekmektedir.  Eğer zarar doğrucu  fiilin işlemesinde  kusur yoksa  zararın  tazminide mümkün değildir.
    Öte yandan dava kişisel kusura dayanılarak  açılmışsa davanın görülüp sonuçlandırılması  gerekir.  Bu bakımdan davalı doktorun dava konusu edilen eylemlerinin kişisel kusur teşkil edip etmediğinin tesbiti gerekmektedir.
    Dosyadaki  kayıt ve belgelerden İ.Gögüs Kalp Damar  Cerrahi Vakfı tarafından Sağlık  Bakanlığı Dr . S. E. Gögüs Kalp Damar Cerrahisi Merkezi Eğitim ve Araştırma  Hastanesinde çalıştırılan davacı hemşirenin 13.11.2001 tarihinde davalı D. R. G."in   yaptığı amaliyat  sırasında sütür atılırken  porteküye takılı iğnenin gözüne batması sonucu  %6,3 oranında sürekli işgöremez duruma geldiği,  İstanbul 4.Asliye Ceza  mahkemesinde davalı R.G.hakkında açılan kamu davasında Adli Tıp Kurumunca düzenlenen  15.7.2005 tarihli raporda davacı  hemşirenin görevinin ameliyat sırasında  ameliyat masasına  yatan hastanın   ayak ucunda bulunan malzeme  masasından cerrahın istediği  alet ve malzemeyi vermek olduğu, hemşirenin yerinin cerrahın karşısında  asistan yanında hastanın diz ve ayaklarının  arasında olduğu,  davacının cerrahi  operasyon sahasına 
    yaklaştığı, cerrahi uygulamalar sırasında cerrah  asistans ve enstürümante hemşiresinin  pozisyonlarının  belli olduğu,  hemşirenin pozisyonunu değiştirmemesi durumunda  böyle bir sonucun  meydana gelmeyeceği  bildirilmiş  ve bu nedenle  mahkemece R.G."in kusursuz olduğu  gerekçesiyle  beratine karar   verilmiş  mahkemece  hükme esas alınan 27.6.2006 tarihli  kusur raporunda ise  davalı R.G.in  karşısındaki   asistana iğnenin   gelmemesi amacıyla  porteküye takılı  iğneyi hastaya  paralel sağa doğru  çektiği sırada  davacı hemşirenin  gayri ihtiyari biçimde  öne  eğilmesi nedeniyle iğnenin gözüne  denk geldiği, davacı ve davalılara atfedilecek bir kusur bulunmadığı olayın  kaçınılmazlık (kötü tesadüf) sonucu  meydana geldiği bildirilmiştir.
    Uyuşmazlığın  çözümü  için  kaçınılmazlık ( kötü tesadüf)  olgusunun  sorumluluğa etkisinin de tartışılması gerekir. Kaçınılmazlık  sorumluluğu  daraltan  kimi zaman  ortadan  kaldıran bir fonksiyon  görür. Kaçınılmazlık  sonucu oluşan  zararlarda, kusurla oluşan zararların  aksine, sorumlunun doğrudan katkısı yoktur.  İşverenin  zarardan sorumlu  tutulabilmesi sadece kusurlu olması  haline münhasır olmayıp kaçınılmazlık  halinde sorumlu olacağı iş  hukuku  alanında ilmi ve kazai  içtihatlarla  kabul edilmiş bulunmaktadır. Esasen bu sonuç  tehlike  sorumluluğunun  doğal sonucudur.  Bu nedenle mahkemece  davalı işveren  Sağlık  Bakanlığının davalının  manevi zararı ile Sosyal Güvenlik Kurumunca  karşılanmayan   maddi zararının hakkaniyet  indirimi  yapılmak suretiyle  bir  bölümünden sorumlu tutulmasına ilişkin  kararı yerindedir.  Sebep sorumluluğu dışında  kalan haksız eylem (kusur)  sorumluluğunda zararın tek  nedeninin kaçınılmazlık (kötü tesadüf ) olması  halinde illiyet  bağı  kesilecek  ve olayda oluşan zarardan  kusuru bulunmayan  davalı doktor  sorumlu  olmayacaktır.
    Mahkemece bu madddi ve hukuki  olgular gözetilmeksizin  kişisel kusuruna dayanılarak  dava yöneltilen ve kusuru bulunmayan davalı  doktorun   kaçınılmazlık  (kötü tesadüf ) sonucu  beden güç kaybına uğrayan  davacının maddi ve manevi  zararlarından  davalı işverenle birlikte  müştereken ve müteselsilen  sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.   
    O halde, davalı R.G."in   bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma  nedenine göre davalı R.G."in  diğer itirazlarının incelenmesine  yer olmadığına  temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının  davacıya yükletilmesine,  3.4.2008  gününde oybirliğiyle karar verildi.
     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi