18. Ceza Dairesi 2020/957 E. , 2020/6805 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Kasten yaralama, birden fazla kişi ile tehdit ve hakaret suçlarından sanıklar Durdu Dinçer ve ... haklarında yapılan yargılama sonucunda, birden fazla kişi ile tehdit suçundan beraatlerine, kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 62/1 ve 52/2 maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmalarına, hakaret suçundan sanık ...’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62/1 ve 52/2 maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/10/2018 tarihli ve 2018/534 esas, 2018/890 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/01/2020 gün ve 2020/13218 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/12/2017 tarihli ve 2017/19084 esas, 2017/28185 karar sayılı ilâmında; " ..Sanığa isnat edilen suçların, CMK"nın 253/3. maddesi kapsamında birlikte işlendiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Çözülmesi gereken sorun, hüküm kurulurken uzlaştırma kapsamında olmayan suçtan beraate hükmolunması halinde, sübutunda sorun olmayan ve müstakilen uzlaştırma kapsamında olan suçla ilgili nasıl bir yol izleneceğidir.Bu bağlamda, her iki suçtan yargılama devam ederken hakimin uzlaştırmaya tabi olacağını öngördüğü suçla ilgili olarak dosyayı soruşturma bürosuna göndermesi veya bu düşünceyle tefrik kararı vermesi durumunda, uzlaştırma kapsamında olmayan suç açısından beraat kararı verileceği izlenimi oluşabileceği cihetle, bu hususun ihsası rey olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin belirlenmesi gerekir.Bu sorunun CMKnın 226. maddesinde düzenlenen ek savunma konusuyla birlikte değerlendirilmesi gerekir. Anılan madde "Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez. (2) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır. (3) Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir. (4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafiie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır." biçimdedir. Maddeden de anlaşılacağı üzere suçun hukuki niteliği değişir ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirir durumun ortaya çıkması halinde hakim sanık ya da müdafiine ek savunma hakkı tanıyacaktır ancak, bu durum yasal düzenleme nazara alındığında hakim açısından ihsası rey olarak nitelendirilemeyecektir.Bu düzenlemeye kıyasen, uzlaştırmaya tabi olan bir suçla uzlaştırmaya tabi olmayan bir suçun yargılaması devam ederken, hakimin uzlaştırmaya tabi olacağını öngördüğü suçla ilgili olarak dosyayı soruşturma bürosuna göndermesi veya bu düşünceyle tefrik kararı vermesi durumunda uzlaştırma kapsamında olmayan suç açısından ihsası reyde bulunduğundan bahsedilemeyecektir.Yapılan yargılama neticesinde ise, sanığın kamu görevlisine hakaret suçundan beraatine hükmolunup, mercii kararından ve kanun yararına bozma talebinden önce kesinleşmesi nedeniyle bu suçun işlendiğinden bahsedilemeyeceği için, sair tehdit suçu yönünden de uzlaştırmaya engel olan CMK"nın 253/3. maddesinin uygulanma olanağı kalmayacak ve bu suç yönünden CMK"nın 254. maddesi gereğince uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerekecektir…" şeklinde açıklamalara yer verildiği, bu bağlamda hüküm kurulurken uzlaştırma kapsamında olmayan suçtan beraatine hükmolunması halinde, uzlaştırma kapsamında bulunan suç yönünden dosyanın soruşturma bürosuna gönderilebileceği, bu durumun ise ihsası rey olarak nitelendirilmeyeceği;
Somut olayda, kasten yaralama, birden fazla kişi ile tehdit ve hakaret suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde birden fazla kişi ile tehdit suçundan beraatlerine, kasten yaralama suçu yönünden ise sanıkların mahkumiyetlerine karar verildiği, yine sanık ...’in hakaret suçundan mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de, sanıklar hakkında birden fazla kişi ile tehdit suçundan beraat kararı verilmesi karşısında, kasten yaralama ve hakaret suçları yönünden uzlaştırmaya engel olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun "Uzlaşma" başlıklı 253/3. maddesinde yer alan ".... Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz." şeklindeki düzenlemenin uygulama imkanının kalmayacağı, bu hali ile kasten yaralama ve hakaret suçları bakımından 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. ve devamı maddelerinde düzenlenen uzlaştırma müessesesinde 24/11/2016 tarihinde kabul edilen 6763 sayılı Yasa ile köklü değişiklikler yapılmıştır. 6763 sayılı Kanun 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.
6763 Sayılı Kanun ile değişiklik öncesi şikayete bağlı suçlar ile şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç olmak üzere TCK"nın 86.maddesi), taksirle yaralama (TCK"nın 89. maddesi), konut dokunulmazlığının ihlali (TCK"nın 116. maddesi), çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (TCK"nın 234. maddesi), ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (TCK"nın 234. maddesi, dördüncü madde hariç) ve özel kanunlarda uzlaşmaya tabi olduğu belirtilen suçlar uzlaşmaya tabi suçlar idi. Bu genel kuralın istisnası olarak da soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olsa da etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar uzlaşma kapsamında değildi. Ana kuralın bir diğer önemli istisnası da uzlaştırma kapsamına giren bir suçun uzlaşma kapsamına girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmesi durumu idi ki, bu durumda da uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağı yaptırım altına alınmıştır.
Ayrıca CMK"nın 254. maddesinde de: “Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, uzlaştırma işlemleri 253. maddede belirtilen esas ve usule göre, mahkeme tarafından yapılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Bu madde de, 6763 sayılı Kanun ile: “Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.” şeklinde değiştirilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda; hakaret ve kasten yaralama suçlarının uzlaştırma kapsamında bulunmayan birden fazla kişiyle tehdit suçu ile birlikte işlendiği iddia edildiğinden, CMK 253/3. maddesine göre uzlaşma kapsamında bulunmadığı, ancak yapılan yargılama neticesinde sanıkların birden fazla kişiyle tehdit suçundan beraat etmesi karşısında, hakaret ve kasten yaralama suçlarının uzlaşmaya tabi hale geldiği anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinde öngörülen yönteme uygun biçimde uzlaştırma işlemi yapılmadan sanıklar Durdu Dinçer ve ... hakkında kasten yaralama, sanık ... hakkında hakaret suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Sanık ... hakkında hakaret suçundan, sanıklar ... ve Durdu Dinçer hakkında kasten yaralama suçundan kurulan Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/10/2018 tarihli ve 2018/534 esas, 2018/890 sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK"nın 309. maddesinin 4-b fıkrası gereğince sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 09/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.