Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/9915 Esas 2008/5296 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/9915
Karar No: 2008/5296
Karar Tarihi: 03.04.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/9915 Esas 2008/5296 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/9915 E.  ,  2008/5296 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     :  Tarsus İş Mahkemesi
    Tarih               :  26.1.2007
    No                   : 377-7  

    Davacı  davalı işveren nezdinde 1.9.1975-22.11.2005 tarihleri arası çalıştığı günlerin tesbitine    karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılar vekilleri tarafından duruşmalı, olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacının 01.09.1975-01.01.1980  tarihleri arasında yılda 6 ay mevsimlik olarak, 01.01.1980-22.11.2005 tarihleri arasında ise sürekli olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti  davaları için özel  bir  ispat yöntemi öngörmemiş  ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş  içtihadı gereğidir.  Bu tür davalarda  öncelikle  davacının  çalışmasına ilişkin belgelerin  işveren tarafından verilip  verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa  işyerinin gerçekten var olup olmadığı  kanun kapsamında  veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı  eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir  duyarlılıkla araştırılmalıdır.  Çalışma olusu her türlü delille ispat  kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş  tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan  seçilmesine özen gösterilmelidir.  Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu  hiçbir kuşku ve duraksamaya  yer vermeyecek şekilde  belirlenmelidir. Yargıtay  Hukuk Genel  Kurulunun  16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da  bu doğrultudadır.
    Somut olayda , davacı adına işe giriş bildirgesinin verilmediği, davacının sigortalı tesciline rastlanmadığı, davalıya ait 10030397 sicil nolu işyerinin 01.03.1981 tarihinde kanun kapsamına alındığı ve 30.09.1996 tarihinde kapsamdan çıkartıldığı, davacının 1999 ve 2004 seçimlerinde davalıya ait işyerinin bulunduğu köyde ol kullandığı anlaşılmaktadır.Mahkemece dinlenen tanık beyanlarından davacının davalı işyerinde zaman zaman çalışmalarının bulunduğu anlaşılmakta ise de  tesbiti istenilen sürenin uzunluğu dikkate alındığında çalışma süresi yönünden kesin saptamaları içermediğinden bu tanık beyanları ile sonuca gidilmesi, eksik inceleme ve araştırma ile istemin kısmen kabulüne  karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği ve tesbiti istenilen sürenin çok uzun olduğu da  nazara alınarak, davacının tesbitini istediği döneme ait Köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyelerinin kayıtlarını ilgili kurumdan getirterek davacı ile aynı dönemlerde görev yapmış ve resmi kayıtlara geçmiş  tanıkları tesbit edip beyanlarına başvurmak, mahallinde keşif yaparak davalıya  ait işyerinin kapsam ve kapasitesini tesbit etmek, davalı işyerinde davacının devamlı kalmasına uygun bir yer olup olmadığını araştırmak  ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek çalışma olgusunu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde tesbit edip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.   
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda  yazılı temyiz harcının  ilgiliye yükletilmesine, 03.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.