11. Hukuk Dairesi 2015/13022 E. , 2016/6590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2015
NUMARASI : 2014/1121-2015/332
Taraflar arasında görülen davada ... .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/04/2015 tarih ve 2014/1121-2015/332 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14.06.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ... ile davalı vekili Av. ... ... ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı kararıyla davalı ..."ın 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılmasına karar verilerek 20 dağıtım şirketinden biri olarak müvekkili ..."ın oluşturulduğunu, 24.07.2006 tarihinde de yanlar arasında “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS)” düzenlendiğini, bilahare 07.06.2010 tarih ve 2010/35 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı uyarınca da müvekkili ..."ın % 100 oranındaki hissesinin ... Elektrik Dağıtım A.Ş"ye 29.12.2010 tarihli “Hisse Satış Sözleşmesi” ile satıldığını, yanlar arasında düzenlenmiş bulunan 24.07.2006 tarihli İHDS"nin 7.1., 7.2., 7.3., 7.4. ve 7.5. maddesi hükümlerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını ve işbu sözleşmenin imza tarihinden önceki tüm sorumluluğun ve işletme faaliyetine ilişkin tüm hak ve yükümlülüğün ..."a ait olacağının kararlaştırıldığını, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2004/548 E. sayılı dosyasında dava dışı üçüncü kişilerce müvekkili aleyhine açılan davada verilen 31.01.2007 tarihli karar ile 24.07.2006 tarihinden önce dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan bir nedenle müvekkili aleyhine tazminata hükmedildiğini, Yargıtay"ca kararın onanarak kesinleştiğini ve toplam 1.265.768,03 TL"nın 26.10.2007 tarihinde müvekkilince ödendiğini, davalının üçüncü kişiye ödenen tutardan sorumlu bulunduğunu ileri sürerek 1.265.768,03 TL"nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunmuş, esasa ilişkin olarak da davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar bilirkişi raporunda somut olayda tipik bir kamulaştırma veya kamulaştırmasız elatma olayının bulunmadığı, dava dışı Orman Genel Müdürlüğü ile ... arasında 04.04.2002 tarihinde düzenlenmiş protokol hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olduğu, davacı ..."ın devraldığı hak ve borçlar içinde bu protokol sonuçlarının da yer aldığı, bu nedenle protokol uyarınca ödenen bedellerin rücu edilemeyeceği kabul edilmiş ise de, protokol uyarınca ..."ın orman arazisini bedelsiz olarak kullanımının olmadığı, kullanımı için her yıl yeniden bedel ödemek durumunda bulunduğu, bu nedenle işletme hakkı sözleşmesi öncesine ait olan ve ödemek zorunda kaldığı bedellerin davalıdan rücuen tahsilini isteyebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 1.265.768,03 TL"nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 64,847.61 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14/06/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY
Davalı şirketin, 02.04.2004 tarih, 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özelleştirme kapsamına alındığı, özelleştirmenin işletme hakkı devri ve hak sahibi şirketlerin hisselerinin blok satışının yapılması kararı benimsendikten sonra, ..."ın 20 ayrı dağıtım şirketi oluşturduğu, davacı şirketin de bu 20 şirket arasında yer aldığı, dağıtım şirketlerinin dağıtım lisansına sahip olmaları yanında sermayesinin tamamınında davalı kuruma ait olduğu, ancak davalı kurumdan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak dağıtım şirketlerinin faaliyet gösterdiği, Özelleştirme İdaresince görüşüne başvurulan, Danıştay 1. Dairesinin kararları uyarınca, ..."ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan işletme varlıkları üzerinde, mülkiyet hakkı saklı kalmak kaydı ile işletme hakkının devri suretiyle özelleştirmenin yapıldığı, bu bağlamda, öncelikle, davalı ... ile %100 hisselerine sahip olduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” imzalandığı, 4628 sayılı Kanun"un 14.maddesine 5496 sayılı Kanun"un 4. maddesi ile eklenen “..."ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan işletme ve varlıklar üzerinde, mülkiyeti saklı kalmak kaydı ile ... ile belirlenen dağıtım bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulan elektrik dağıtım şirketleri arasında işletme hakkı devir sözleşmesi düzenlenebilir” hükmüne istinaden ... ile %100 kamu hissesine sahip davacı arasında işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığı, daha sonra %100 kamu hissesinin blok satış yöntemiyle özelleştirilmesi amacıyla ihaleye çıkarıldığı, davacı şirket için ihale şartnamesi çerçevesinde dava dışı şirketin teklif verdiği ve davacı şirketin devrinin imzalanan HSS ile gerçekleştiği, böylece davacı şirketin özelleştirilmesinde hisse satış modelinin uygulandığı, böylece, davacı şirketin tüzel kişiliğine bağlı hukuki statüsü korunarak, davacı şirketin tüm kamu hisselerinin dava dışı şirkete devredildiği, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, İhale Şartnamesi ve Hisse Satış Sözleşmesi ile anlaşılmıştır.
Özelleştirme kapsamındaki devirlerde, idarenin bu tür tasarrufları özel hukuk hükümlerine tabi olup, ÖUHK"da BK"nun hükümlerinin uygulanmıyacağı belirtilmemiştir. O halde özel hukuk hükümlerine tabi bu tasarruflara da mülga BK"nın m.179 uygulanabilir. (Arıcı, Mehmet Fatih, Ticari İşletmenin Aktif ve Pasifi ile Devri-2008 BASI, Sayfa 62).
Öte yandan ticari işletmenin devrinde olağan olan, işletmeye ait malvarlığının aktiflerinin yanı sıra, pasiflerinin de devrin kapsamına dahil edilmesi, böylece pasiflerin bir anlamda teminatını oluşturan aktiflerle birlikte bir bütün olarak devredilmesidir. (Bk m.179, TBK m.202, TTK 11/3)
Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalardan sonra, somut olaya gelindiğinde; İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi bağıtlandığında, davacı şirketin %100 hissesi davalı ..."a ait olup, Özelleştirme İdaresi"nin %100 davalı hissesini ihaleye çıkarması üzerine, dava dışı şirketce hisselerin tümü satın alınarak, hisse satış sözleşmesi imzalanmıştır. Bu bağlamda uyuşmazlığın hisselerin %100 devrini sağlayan ticari işletme devri niteliğinde olan, hisse satış sözleşmesine göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Belirttiğim nedenlerle, hisse satım sözleşmesine göre davanın reddi gerekirken,davalı ile yine davalının %100 hisseye sahip olduğu dönemde bağıtlanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesine göre uyuşmazlığı ele alıp çözümleyen çoğunluk görüşüne karşıyım.