15. Ceza Dairesi 2017/2772 E. , 2018/301 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : a- TCK"nun 158/1-f, son, 52/2-4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
b- TCK"nun 204/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler; sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, keşidecisi ... Şti. ve 17.750 TL bedelli olan ve keşidecinin elinden boş olarak çalınan çeki bir şekilde ele geçirip katılana aldığı mal karşılığında ibraz etmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
Sanık, aşamalarda değişmeyen ifadesinde, katılan ... ile birçok kez alışveriş yaptıklarını, söz konusu çeki kimden aldığını hatırlayamadığını, ifade alındığı sırada cezaevinde olduğu için işyerindeki belgeleri inceleyemediğini belirttiği, 15/06/2012 tarihli dilekçesinde ise, çeki Kahramanmaraş ilindeki ... Servisi yetkilisi olan ..."den aldığını hatırladığını, bu kişiyle daha önce birçok kez iş yapması nedeniyle çeki ciro ettirmediğini belirttiği dikkate alınarak, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkartılması açısından, sanığın ifadesinde belirttiği kişinin açık kimlik bilgileri ve adresinin araştırılarak ifadesinin alınması, suça konu çeki sanığa kendisinin verip vermediği, çekteki yazı ve imzaların kime ait olduğu, keşideci, cirantalar veya sanıkla nasıl bir ticari ilişki içinde bulunduğunun sorulması, bu ticari ilişkiye dair kayıtların istenerek dosyaya konulması, katılan soruştuma aşamasında ve 02/12/2010 tarihinde alınan ifadesinde, suça konu çeki alacağına karşılık alındığını belirtmesi nedeniyle ve ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/03/1998 tarih ve 6/8-69 E. K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı dikkate alınarak, sanıkla katılan arasındaki ticari ilişkiye dair kayıtların ve belgelerin tamamının getirtilerek suça konu çekin önceden ... borca karşılık verilip verilmediği ile sanıkla katılan ... arasında eskiye dayalı ticari bir ilişki bulunup bulunmadığı ve sanıkla ... arasında bir ticari ilişki bulunup bulunmadığının araştırılması, katılan ..."ın sanığın kardeşi Muhammed Balkar ile birlikte çalıştığı ve katılanın ... ile muhatap olduğu da dikkate alınarak adı geçen kişinin tanık sıfatıyla dinlenilmesi, suça konu çekin kimden alındığı hususunun sorulması, çekte ciroları bulunan ... ve ... isimli kişilerin gerçekte var olup olmadıklarının araştırılması, bulunmaları halinde ifadelerin alınarak, suça konu çeki sanığa kendilerinin verip vermedikleri, çekteki yazı ve imzaların kime ait olduğu, keşideci, cirantalar veya sanıkla nasıl bir ticari ilişki içinde bulunduklarının sorulması, bulunmaları halinde ..., ..., ... ve ..."ın yazı ve imza örneklerinin usulüne uygun olarak alınarak, mukayeseye elverişli belge asıllarıyla birlikte kriminale gönderilerek, söz konusu çekteki yazılar ile imzanın kime ait olduğunun kesin olarak belirlenmesinden sonra sanıkla katılan arasındaki ticari ilişkinin boyutu ve sanığın çeki başkasından almış olup olmadığı hususu ile sanığın suç işleme kastıyla hareket edip etmediği hususlarının karar yerinde tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a- 5237 sayılı TCK"nun 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (i), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün ile bir gün karşılığı aynı Kanun"un 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği ve buna göre, haksız menfaat miktarının 17.750 TL olduğu dikkate alınarak temel cezanın bu miktardan az olmayacak şekilde belirlenip sanığın 1775 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve aynı Kanun"un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL"den hesap edilmek suretiyle netice olarak 35.500 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, önce temel cezanın uygulama maddesine göre eksik olarak belirlenmesi, daha sonra, verilecek cezanın haksız menfaatin iki katından az olamayacağı gerekçesiyle, adli para cezasının doğrudan haksız menfaatin iki katı olarak belirlenmesi suretiyle ve 5275 sayılı Kanun"un 106. maddesinde öngörülen adli para cezası yerine çektirilecek hapis cezası süresinin belirlenmesi açısından, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurularak eksik ceza tayini,
b- 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacek şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı ve tekerrür hükümlerinin uygulanması yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 15/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.